Şanlıurfa’nın sarı ve yeşil sevdası, bugün kelimelere dökülemeyecek bir hüzünle yüzleşiyor. Şanlıurfaspor, tarihinin belki de en çalkantılı dönemlerinden birini yaşıyor. Peş peşe gelen istifalar, camianın içindeki sarsıntıyı gözler önüne sererken, kulübün olağanüstü kongre kararı alması artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını bizlere haykırıyor.
Ama daha da önemlisi şu: Vakit, sadece futbolun konuşulacağı bir vakit değil artık. Bu, Şanlıurfa’nın ortak vicdanının sınandığı bir andır.
Tek bir dakikayı bile heba edemeyiz. Çünkü bir takım sadece 11 futbolcudan ibaret değildir. O takım, bir kentin sokaklarındaki çocukların hayalleridir, yaşlıların radyodan maç anlatımıyla hissettiği gençliktir, tribünde bağıran gencin umududur. Şanlıurfaspor düşerse, bir şehir sessizliğe gömülür.
Siyasetçilerimiz, yerel yöneticilerimiz , mülkî amirlerimiz, bürokratlarımız… Bu sizin sadece göreviniz değil, aynı zamanda vefa borcunuzdur. Bu kulübün armasında teri olan, duası olan, hayali olan herkesin şimdi birlikte hareket etme zamanıdır. Bu saatten sonra kimse “ben demiştim” deme lüksüne sahip değil. Çünkü biz birlikteysek bir anlamımız var.
Eski başkanlar, yöneticiler, futbolcular… Hepinizin bu armada izi var. Belki bir zamanlar formsuz günlerimiz oldu, kırgınlıklarımız da… Ama bugün, bütün kırgınlıkların üzerini örtecek kadar büyük bir dava var: Şanlıurfaspor’un yaşaması.
Önümüzde sadece 5 hafta var. Beş hafta, belki de bir şehrin kaderini belirleyecek. Hadi, geçmişi bir kenara bırakalım ve yeni bir yol haritasını birlikte çizelim. Bugün değilse ne zaman?
Unutmayın, Şanlıurfaspor yalnız kalırsa; bu şehir de yalnız kalır.
|