Dün 11 Nisan’dı. Urfa’nın düşman işgalinden kurtuluşunun tam 105. yılı.
Ama kusura bakmayın, "kutlandı" diyemeyeceğim. Çünkü şehirde ne bir bayram havası vardı, ne bir heyecan… O coşkuyu, o gururu ne sokakta görebildim ne gözlerde hissedebildim.
Oysa eski 11 Nisan’lar öyle miydi? Şehir Stadyumu’nun tam da şehrin göbeğinde olduğu o günlerde, Urfa adeta kırmızı beyaza bürünürdü. Her sokak, her bina, her kalp bayrakla dolardı. Hava güneşliyse, hele de sabah erkenden gidip tribüne oturduysan, çetelerin, on ikilerin o gurur dolu oyunlarını izlemek bir başka güzeldi. Stadın ortasında yer alan o maket kale vardı ya, saatlerce bakardım. Hayalimde canlandırırdım; düşman nasıl girmiş, Urfalılar nasıl direnmiş… Tarihle hayal arasında gidip gelirdim.Çocuk aklı işte...
Annem bizleri alır, kardeşlerimle birlikte törene götürürdü. Program bitince herkesin elinde bir eskimo olurdu. Bugünün meybuz’u… Ama o zamanınki daha başka tatlı gelirdi. Belki de çocukluk anılarıyla tatlılaşıyordu.
Eve dönünce gün boyu programı anlatırdık, oyunları, konuşmaları, kalabalığı… Her 11 Nisan bir roman gibi geçerdi hafızamdan.
Ama dün mü?
Dün sabah evden çıktım, keşke çıkmasaydım. Ne sokaklarda bayrak vardı ne caddelerde bir hareketlilik. Bazı siyasi partiler, liderleri geldiğinde şehri donatıyor ya, hani çarşı-pazar parti bayrağından görünmez oluyor… Aynı partilerin il binasında bile 11 Nisan için bir bayrak yoktu. Sadece bakakaldım. Utandım. Hem kendim adına hem şehir adına.
Sonra şehitliğe gittim, resmi tören vardı. Gözlerim milletvekillerini aradı.
14 vekilden sadece Asuman Cevahir Yazmacı oradaydı.Teşekkürler Asuman Cevahir Yazmacı teşekkürler.
Geriye kalan 13 vekilin hiçbirinin gölgesi dahi yoktu.
Bu şehrin bağımsızlığı için can vermiş ataların huzurunda, temsilcilerimiz yoktu.
Bu nasıl bir vefasızlıktır?
Bu nasıl bir ilgisizliktir?
Yazık dedim, yazıklar olsun…
Bu güzelim şehri getirdiğiniz hale bakın.
Bir yanda Şanlıurfaspor’un içine düştüğü durum, Bir yanda kutlamayı bile yapamadığımız 11 Nisan…
Hangisine yanayım, bilmiyorum.
Ama şunu çok iyi biliyorum:
Ben eski Urfa’yı özlüyorum.
Heyecanı olan, birlik olan, vefayı bilen, coşkuyu yaşayan Urfa’yı…
|