Anasayfa     Günün Haberleri     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  25 Nisan 2024

   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   Z KUŞAĞI..!!!   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   CANPOLAT KIRSALA DEVAM DEDİ   CAMPOLAT Kırsalı İhmal Etmiyor   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI  



Site İçi Arama

Röportaj

AKTÜRK-DEMİR RÖPORTAJI

 Tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkartacağız.RÖPORTAJ: MÜSLÜM AKTÜRK

Anket

URFASPOR KÜME DÜŞER Mİ?
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK

Günün Manşetleri

Günün Fotoğrafı

Önemli Linkler

Hava Durumu

BEN ÖLÜM LOO ....!

 

BEN ÖLÜM LOO ....!

İKBAL HANIM ÖNCE BEN ....!

Gazeteci / Yazar Abdülkadir İKBAL, annesini hiç görmeden dünyaya gelir. Babası ikinci bir evlilik yapar. İkinci hanım olan süt annesi de doğum yaparken ölür. Baba üçüncü evliliği yapar. Abdülkadir İKBAL hayatı boyunca iki üvey ana, beş erkek, bir kız olmak üzere, altı tane kardeşin ölümüne şahit olur. Beş erkek ,bir kız kardeşlerin bu ölümü, Beşaltı soyadı olarak kimliklere geçer. Daha sonra Abdülkadir bey, soy isim tahsisine giderek İkbal soyadını alır. Bu ölen ana ve kardeşlerin özleminde yaşayan Abdülkadir İkbal, hayatı boyunca bu acıyı içine sindiremez.

Uzun yıllar geceleri uyumak için yatağa girmez. Yerde, koltukta, divanda, sandalyede yan gelip yaslanarak sabahı eder. Abdülkadir İkbal’a niçin yatakta yatmadığını soran yakınlarına da “ Benim bir babam, altı kardeşim, ve de üç anam kara toprakta, kara yerde mezarda yatarlarken ben nasıl yatakta keyf çatıp uyuklarım.” der.

Bu kez Abdülkadir Amcanın hanımı rahatsızlanır. Ailece yapılan tüm imkan ve uygulamalara rağmen, hanım çaresiz yarı yatalak ağır bir hasta olarak kalır. Abdülkadir Amca ise durmadan aralıksız olarak çare arayışını sürdürür.

Ananın hastalığı, İkbal Babanın bu hali ise çocuklara korku verir. Çocuklar kendi aralarında “ Babamız ana ve kardeşlerinin ölümünü daha unutmadan birde anamızı kaybederse? Allah esirgesin bizler babamızı ne ile nasıl teselli edebiliriz?” diye, kendi aralarında konuşurlar. Neticede, babanın bu hali için çocuklar saf niyet içinde babanın yeniden evlenmesi fikrinde ortak bir karara varırlar.

Büyük kardeş ; “Baba anamızın durumu malum. Uygun görürsen bu günden sonra çevrene bir bak. Bizde çevremizdekilere bir bakalım. senin münasip gördüğün, beğendiğin birini bulalım. Senin hizmetini görüp ,ihtiyacını gidermen için uygun gördüğün bir hanımla seni evlendirelim. Biz kardeşler hepimiz senin evlenmenden yanayız. ” der.

Abdülkadir İkbal ; “Evlenmemi istiyorsunuz değil mi ? Peki ! Peki, bakalım olur, olur.” diyerek buruk bir şekilde cevap verir. Abdülkadir Amca ertesi gün sessizce hasta hanımını oğlunun evinden alıp kendi evine götürür.

Aradan bir kaç gün geçer; çocuklar babaya bir telefon yoklaması çeker. Baba telefona bakmaz . İkbal baba, annenin çocuklarına özlem duyduğunu görür. Çocuklarına telefon açar, hiç konuşmadan telefonu hanımına verir. Hanımın konuşması bittince de hemen telefonu kapatır.

Çocuklar babalarının bir şeylerden kızdığını fark ederler. Kardeşler hep birlikte grup olarak babanın evine giderler. Baba selam kelam bir şey demeden çocuklarını içeri alır.

Büyük kardeş “Baba sanki bizden kızmış bir halin var ? Yoksa bizler mi yanlış düşünüyoruz.?” der.

Baba daha fazla dayanamaz. Gözünden yaşlar, dilinden laflar gelmeye başlar. “Tabi ki, tabi ki kızacak bir şeyler var! Ananız ölüm döşeğinde ölümcül bir halde sizler benden evlenmemi istiyorsunuz. Ananız bu halde iken ben nasıl evlenmeyi düşünebilirim? Lan bu benim Emektarım haa..! La bu benim cefakârım haaa..! Laa bu benim hizmetkârım haaa..! La bu benim kahırdaşım haaa..! Ben, ben bu hanımı nasıl ölüm döşeğinde bırakarak gidip evlenirim ...! Taman bu benim eziyetkârım haa...? Anayız Azrail ile yaka paça olup can çekişirken, sizler hangi vicdanla hangi akılla “Baba evlen.” dersiz haaa..! ?

Ne benim ne de ananızın hiç birinize ihtiyacımız yok . Ben tek başıma bu vefâkarımın temizliğini de yaparam, elbisesini de yıkaram ,yemeğini yedirir, banyosunu da yapar, tedavisini de ederem. Kimsenin de bir daha da bu evime gidip gelmesine de hiç mi hiç lüzum yok. Hiç mi hiç gerek yok. Yıllarca o bana baktı, şimdi de ben ona bakaram. Ömür boyu yasını tutacağım birine bana evlen diyorsunuz öyle mi?

Sizlerin vicdan, namus, hanıma vefa sadakat anlayışı bu mu? Namusu olan erkek ömüründe bi sefer evlenir yavrum. Ölümü hanımından önce paylaşmayan adam erkek değildir.” diyerek çocuklarına babaca bir üslupla çıkışan Abdülkadir İkbal titreyen elinden tutuğu yarı ıslak havluyla hanımın terleyen yüzünü silmeye devam eder...

Başta Dedik ya...!

BEN ÖLÜM LOO..!

İKBAL HANIM ÖNCE BEN ...!

Ekleme Tarihi: 16 Mart 2021 08:48

Yazarın Diğer Yazıları İçin

Yorum Ekle

Yazdır

Flash Haber

URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI

 Taşı toprağı altın değil tarih olan kadim şehir Şanlıurfa'da, uzun yıllardır atıl durumda olan ve kente çirkin bir görüntü veren Hacı Kamil Konağı restore edilerek turizme kazandırıldı.

Köşe Yazarları

Ali ÇİZMECİOĞLU

 

İmam Hüseyin SAVAŞ

 

Op.Dr.Yusuf Vehbi OCAK

 

Mustafa ARISÜT

 

Osman Ataman BİNER

 

Hüseyin GÜZEL

 

Ayten DOĞAN

 

Metin ŞENAY

 

Mehmet CANBEYLİ

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

Anasayfa     Günün Haberleri     Sitene Ekle     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  25 Nisan 2024