Anasayfa     Günün Haberleri     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  24 Kasım 2025

   URFA'LI SÜRÜCÜLER DİKKAT!   URFA'LI SÜRÜCÜLER DİKKAT!   SİNEM DİŞLİ'NİN ESERİ İSTANBUL'DA   SİNEM DİŞLİ'NİN ESERİ İSTANBUL'DA   SİNEM DİŞLİ'NİN ESERİ İSTANBUL'DA   URFASPOR'DAN ÇOK SERT AÇIKLAMA   URFASPOR'DAN ÇOK SERT AÇIKLAMA   URFA'DA 5 KİŞİ TUTUKLANDI   URFA'DA 5 KİŞİ TUTUKLANDI   CHP O TOPLANTIYA GİTMEYECEK   O MAÇ URFA'DA OYNANMAYACAK   7 Yaşındaki Çocuk Yangında Öldü  



Site İçi Arama

Röportaj

ACILAR HALA TAZE

 Asrın felaketi olarak nitelendirilen 6 Şubat depremlerinin üzerinden neredeyse iki yıl geçti. Şanlıurfa dahil 11 ili vuran bu felaket, milyonlarca vatandaşı etkilerken, on binlerce vatandaşın hayatını kaybetmesine neden olmuştu.

Anket

URFASPOR 1.LİG'E ÇIKARMI?
EVET
HAYIR

Günün Manşetleri

SİNEM DİŞLİ'NİN ESERİ İSTANBUL'DA

URFASPOR'DAN ÇOK SERT AÇIKLAMA

URFA'DA 5 KİŞİ TUTUKLANDI

URFASPOR'DAN ÇOK SERT AÇIKLAMA

URFA'DA 5 KİŞİ TUTUKLANDI

SİNEM DİŞLİ'NİN ESERİ İSTANBUL'DA

SİNEM DİŞLİ'NİN ESERİ İSTANBUL'DA

URFA'LI SÜRÜCÜLER DİKKAT!

URFA'LI SÜRÜCÜLER DİKKAT!

Günün Fotoğrafı

Önemli Linkler

Hava Durumu

SİNEM DİŞLİ'NİN ESERİ İSTANBUL'DA

24 Kasım 2025 06:29

Sinem Dişli'nin İmgenin Maddesi, Kristalleşen Manzara yapıtı SANATORIUM'un vitrininde sanatseverleri karşılıyor

Sinem Dişli'nin İmgenin Maddesi, Kristalleşen Manzara yapıtı SANATORIUM'un vitrininde sanatseverleri karşılıyor


 


Kızıl, serginin çıkış noktasını bir "küratöryel sorgulama" olarak nitelendiriyor. "Şeylerin Fısıltısı" sergisi, manzaraya sürekli genişleyen bir kavram olarak yaklaşıyor ve bu yaklaşımı manzaranın tarihselliğine vurgu yaparak gerçekleştirmenin yollarını arıyor.


 


"Sorgulamaya 'günümüze içkin manzaranın' nasıl olabileceği, daha kapsayıcı bir etik anlayışla ortaya çıkacak bu yeni imgenin neye benzeyeceğine dair sorularla başlıyoruz".


 


Kızıl, sergiyi teorik ve biçimsel yönden şekillendiren temel arzunun, imgeyi manzara düzeyinde insan olmayan ötekine açma/genişletme olduğunu belirtiyor. Sergi bu amaçla, insan sonrası (post-human) ve yeni materyalizm gibi teorik tartışmalarla besleniyor.


 


Selim Birsel1-1


 


Bir Şeylerin Geldiğini Görüyor musun? II ile Selim Birsel izleyiciye bir sığınaktan dışarıya bakış sunuyor


 


Felsefeden sanata, insan olmayanla ittifak sorgulanıyor


 


Kızıl, günümüzde sanata etik ve demokratik bir formülasyonla yaklaşmanın, kaçınılmaz olarak yeni ontolojiler etrafında düşünmeyi gerektirdiğini vurguluyor. Bu bağlamda, insan sonrası, yeni materyalizm ve spekülatif realizm gibi düşünce setlerinin, sanat aracılığıyla insan olmayanlarla ittifaklar kurmanın zeminini oluşturduğunu ifade ediyor.


 


Serginin merkezine yerleşen "Şey" kavramı ise bir tür "outsider" olarak düşünsel sürece dahil ediliyor. Düşünce tarihi boyunca "şey"e yüklenen olumsuz çağrışım ters yüz edilerek, herhangi bir merkeze bağlı olmamanın avantajını yaşayan bir pozisyona yerleştiriliyor.


 


Sergide yer alan sekiz sanatçı — Selim Birsel, Sinem Dişli, Sibel Horada, Emre Hüner, Ege Kanar, Çağla Köseoğulları, Ali Miharbi, Yağız Özgen — insan olmayan ötekinin pozisyonunu tartışmaya açarak yola çıkıyor. Bu tartışma eserlerde farklı biçimlerde tezahür ediyor:


 


Sibel Horada'nın Pembe Şehir eseri, denizden gelen straforların hikayesini anlatarak dolanık ilişkiler ağını görünür kılıyor. Emre Hüner'in KomPoZit NüVe eseri, organik ve inorganik unsurların oluşturduğu hibrit formları ortaya çıkarıyor. Ege Kanar'ın Sonda adlı video yerleştirmesi ise Opportunity aracının Mars'taki 14 yıllık keşif sürecinin izleklerini yansıtıyor.


 


Ege Kanar, Sonda,


 


Ege Kanar'ın 'Sonda' ile kullanım süresi biten bir uydunun dünyaya ilettiği son görüntüleri üç farklı ekranda gösteriyor


 


Mekân bir gemiye dönüşüyor


 


SANATORIUM'un fiziksel mekânı, sergide metaforik bir şekilde gemi gibi yeniden şekillendirilmiş. Kızıl, gemi metaforunun manzara kavramı söz konusu olduğunda erken dönemlerden beri karşılaşılan bir unsur olduğunu ve Sanayi Devrimi'yle birlikte gelişmişliğin ve keşfetmenin sembolü haline geldiğini belirtiyor.


 


Bu mimari dönüşümde, mekânın sembolik bölümlenmeleri güverte, köprü üstü ve sintine kavramları etrafında kurgulanmış. Galerinin ofis alanı olarak kullanılan kısmı "köprü üstü" olarak hayal edilirken, spiral merdivenle inilen depo katı ise bir geminin "sintinesi ya da makine dairesi" gibi düşünülerek tasarlanmış.


 


Spekülatif gelecek kurguları bir arada


 


Sergi, var olan gerçeği görünür kılmanın yanı sıra, gelecek tahayyüllerini de gerçekliğin bir unsuru olarak görüngüye çıkarıyor. Kızıl, günümüz sanatının giderek spekülatif imge örüntüleri oluşturduğunu ve bunun yeni bir manzara olarak tezahür ettiğini ifade ediyor: "Spekülatif olan, bize yeni dünyalar, yeni tarih yapma yöntemleri ve birlikte olma hâlleri; mevcut ve verili düşünme biçimlerinin ötesine geçme olanağı tanıyor".


 


Kızıl, bu yeni spekülatif imgenin enerji ve sanayi kompleksleri, atık tesisleri, araba mezarları, maden ocakları, uzay gözlemevleri, kraterler, limanlar ve nükleer tesisler gibi mekanların iç içe geçtiği hibrit bir görünüm taşıyacağı yönünde kendi spekülatif yaklaşımını da paylaşıyor.


 


Yağız Özgen, Ofis Bölümü Aydınlatma Problemleri,-2


 


Yağız Özgen, 'Ofis Bölümü Aydınlatma Problemleri' isimli yerleştirmesiyle mekânın ofis olarak kullanılan bölümünde, ışık ve renk kullanımını odağına alıyor


 


Sergi, manzarayı geleneksel, pitoresk temsillerinin ötesinde bir kavram olarak ele alıyor. İnsan merkezli bakış açısından, daha kapsayıcı bir yaklaşıma geçiş nasıl oldu ve bu değişim, Şeylerin Fısıltısı sergisinin küratöryel yönünü nasıl şekillendirdi?


 


Şeylerin Fısıltısı sergisi sizin de altını çizdiğiniz üzere manzaraya pitoresk bir mecra olarak ele alınmanın ötesinde sürekli genişleyen kavram olarak yaklaşıyor. Bunu da ilk olarak manzaranın tarihselliğine vurgu yaparak gerçekleştirmenin yollarını arıyor. Sergi kitapçığında özellikle manzaranın tarihselliği çerçevesinde durularak günümüze kadarki dönüşümü daha sübjektif bir açıdan irdeleniyor.


 


Serginin çıkış hikâyesi “küratöryel sorgulama” (curatorial inquiry) olarak da ifade edebileceğim sürecin sonucunda ortaya çıktı. Şeylerin Fısıltısı, geçmişte yaptığım sergilerin de bir uzantısı olarak düşünebileceğimiz bir imge problemini mesele ediyor. Sorgulamaya “günümüze içkin manzaranın” nasıl olabileceği, daha kapsayıcı bir etik anlayışla ortaya çıkacak bu yeni imgenin neye benzeyeceğine dair sorularla başlıyoruz. Bu sorular, 21. yüzyılın insan sonrası ve yeni materyalizm gibi teorik tartışmalarıyla, AI görselleri oluşturmak için yazılan promptlarla ve sergide yer alan sekiz sanatçının yapıtlarıyla kitapçıkta etraflıca inceleniyor.


 


Ezcümle, sergiyi teorik ve biçimsel yönden şekillendiren şeyin, manzara düzeyinde imgeyi insan olmayan ötekiye açma/genişletme arzusu olduğunu söyleyebilirim.


 


 


 


Emre Hüner, Kompozit Nüve-1Emre Hüner, komPoZit NüVe ile endüstriyel makineleri, organik yapılarla bir araya getirerek kurgusal yarı-mekanik canlılar meydana getiriyor


 


Sergi, materyal pratikler, jeolojik süreçler ve spekülatif gelecekler arasında bir bağ kuruyor. Felsefe, yeni materyalizm ve insan sonrası teorileri gibi disiplinlerarası etkileri küratöryel sürece nasıl entegre ettiniz? Bu teoriler sergideki eserlerde nasıl bir şekilde açığa çıkıyor?


 


Günümüzde sanata daha etik ve demokratik bir formülasyonla yaklaşmak kaçınılmaz olarak yeni ontolojiler etrafında düşünmeyi gerektiriyor. İnsan sonrası, yeni materyalizm, spekülatif realizm gibi düşünce setleri insan olmayanlarla ittifaklar kurmanın zeminini oluşturuyor. 2024 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde tamamladığım “Yeni Materiyalizmin Madde Kavrayışının ve Romantizmle (Anti) İlişkiselliğinin Günümüz Sanatına Yansımaları: Yapıtlararası Yeni Materyalist Bir Analiz” adlı doktora tezimde de söz konusu ittifakların sanat aracılığıyla nasıl tesis edilebileceğinin yollarını aramıştım. Nitekim yaptığım her sergi insan olmayanları içerecek bir düşünme biçiminin imge düzeyindeki izlerini görünür kılmanın yollarını arıyor.


 


Şeylerin Fısıltısı tüm bu teorik ve metodolojik katmanı ve arka planı yanına alarak ilerliyor. Şey bir tür outsider olarak kavramsal sürece dâhil oluyor. Düşünce tarihi boyunca şey’e yüklenen olumsuz çağrışım ters yüz edilmek isteniyor. Elbette şeyler dışarıda bırakılmış olmanın da avantajını herhangi bir merkeze bağlı olmamasıyla yaşıyor. Ki bu da insan sonrası düşüncesinin kalbinde yatan bir argümanı çağrıştırıyor: herhangi bir merkezin ilişkilerde belirleyici olmuyor oluşunu.


 


Sergide yer alan sekiz sanatçı - Selim Birsel, Sinem Dişli, Sibel Horoda, Emre Hüner, Ege Kanar, Çağla Köseoğulları, Ali Miharbi, Yağız Özgen - insan olmayan ötekinin pozisyonunu tartışmaya açarak yola koyuluyor. Bu tartışma kimi zaman bir straforun hikâyesi etrafında oluşan dolanık ilişkiler ağını görünür kılarak; kimi zaman KomPoZit NüVe örneğinde olduğu gibi organik ve inorganik unsurların oluşturduğu hibrit formları ortaya çıkararak; kimi zaman ise sanatçının kendi failliğini geri çekip maddenin kendi güzergâhlarını takip etmesine alan tanıdığı İmgenin Maddesi ve Kristalleşen Manzara yerleştirmesinde olduğu gibi gerçekleşiyor.


 


 


 


Ancak teori kadar feraset de eşgüdümlü olarak serginin içeriğini oluşturuyor. Bu demek oluyor ki sergi yalnızca var olan gerçeği görünür kılmıyor aynı zamanda gelecek tahayüllerini de gerçekliğin bir unsuru olarak görüngüye çıkarıyor. Tabii şunun da altını çizmek isterim. Sergi her ne kadar insan sonrası bir dönemecin (post-human turn) kıyılarında gezinse de; aynı zamanda tarihsel arka planla dirsek temasını kesmiyor. Özellikle manzara söz konusu olduğunda bir dönüm noktası olarak kabul edilen Romantizmin tarihsel ciheti teorik ve biçimsel katmana yerleşiyor. O nedenle de sergi spekülatif anlatılar kadar duyumsal, sezgisel ve sineztezik jestler de barındırıyor.


 


Çağla Köseoğulları, Dağ,-1


 


Çağla Köseoğulları 'Dağ'da fotoğraf üzerine gerçekleştirdiği grafik animasyonda doğanın geçirdiği katmanları hatırlatarak günümüz dünyasının da bu katmanlardan biri olabileceğini düşündürüyor


 


 


 


SANATORIUM’un fiziksel alanının, metaforik bir şekilde bir gemi gibi yeniden şekillendirilmesi vurgulanıyor. Bu mimari dönüşüm, ziyaretçilerin yapıtların nasıl etkileşime girmelerini sağlıyor? Bu yeniden biçimlendirilen mekânda yapıtların algısının nasıl değiştiğini düşünüyorsunuz?


 


Evet, gemi sergide bir metafor olarak kullanılıyor. Bilindiği üzere gemi, manzara kavramı söz konusu olduğunda erken dönemlerden itibaren karşımıza çıkan bir unsur. Aynı zamanda, 19. yüzyılda Sanayi Devrimi’yle birlikte gelişmişliğin, özgürlüğün, mesafe kat etmenin ve keşfetmenin sembolü haline geliyor. Gemi, insanlığın doğaya egemen olma arzusunun hem sembolik hem de fiziksel bir aracı olarak ortaya çıkıyor.


 


Konu manzara olunca, sergi de denize, karaya, gökyüzüne, uzaya ve bunlara içkin aygıtlara (her türlü gemi ve türevlerine) gönderme yapan çok sayıda işi beraberinde getirdi. Sibel Horada’nın Pembe Şehri, Burgaz Ada ve çevresinden topladığı, denizden gelen straforların hikâyesini anlatıyor. Emre Hüner’in KomPoZit NüVe yerleştirmesi, Byford Dolphin petrol platformunda 1983’te, Kuzey Denizi’nin Norveç sektöründe yer alan Frigg gaz sahasında gerçekleşen ölümcül kazaya odaklanıyor. Ege Kanar’ın Buzda Mahsur Kalan Endurance işi, 1914–1917 yılları arasında Ernest Shackleton tarafından gerçekleştirilen Antarktika keşif seferini ve Endurance gemisinin buzullar arasında mahsur kalış hikâyesini ele alıyor. Sonda video yerleştirmesi ise Opportunity aracının Mars’taki 14 yıllık keşif sürecinin izleklerini yansıtıyor.


 


Mekân özelinde, sembolik bölümlenmeler güverte, köprü üstü ve sintine kavramları etrafında kurgulandı. Özellikle köprü üstü olarak hayal edilen bölüm, galerinin daha önce ofis olarak kullanılan kısmının sergi alanına dâhil edilmesiyle mümkün hale geldi. Galerinin spiral merdivenle inilen depo katı ise, tıpkı bir geminin sintinesi ya da makine dairesi gibi düşünülerek tasarlandı.


Yorum Ekle

Arkadaşına Gönder

Yazdır

Bu Kategorideki Diğer Haber Başlıkları

21.11.2025 05:40 · URFA'YI KAYBEDİYORUZ!

21.11.2025 05:15 · Göbeklitepe Film Festivali Başladı

20.11.2025 05:51 · NACİ GENÇKOL'UN BÜYÜK ACISI

20.11.2025 00:08 · KARA AİLESİNİN ACI GÜNÜ

18.11.2025 06:12 · "Bir HİKMET Hoca Geçti Bu Dünyadan"

17.11.2025 06:11 · HİKMET KARAKUŞ HAYATINI KAYBETTİ

15.11.2025 02:44 · "URFA ÖLMÜŞ AĞLAYANI YOK"

13.11.2025 06:39 · Göbeklitepe Film Festivali Başlıyor

04.11.2025 07:05 · FULYA ÖZTÜRK URFA'YA GELİYOR

02.11.2025 05:58 · URFA'DAKİ O GECEYE TEPKİLER ÇIĞ GİBİ

31.10.2025 05:33 · 60 YILDIR DEĞİŞMEYEN MANZARA

31.10.2025 05:17 · URFA FİLM FESTİVALİNE 3 ÖDÜL

29.10.2025 04:36 · URFA'DA TURİSTLERİN FAVORİSİ ŞILLIK

29.10.2025 03:47 · CUMHURİYET BİSİKLET TURU

29.10.2025 02:19 · HAC KURASI ÇEKİM TARİHİ BELLİ OLDU

29.10.2025 01:13 · KISAS'TA AŞURE ŞENLİĞİ DÜZENLENECEK

21.10.2025 04:07 · İŞ İÇİN ÇİN'E GİDİYORUM..

18.10.2025 06:51 · URFASPOR'DAN ALİ ÇİZMECİOĞLU'NA VEFA

04.10.2025 05:54 · FIRAT KENARINDAKİ İŞLETMEYE TEPKİLER

02.10.2025 06:15 · URFA'lı Aktivistten Destek Çağrısı

01.10.2025 02:45 · ÜNİVERSİTELER VE GENÇLIK

29.09.2025 06:18 · URFA'DA İNANILMAZ SAYGISIZLIK!

27.09.2025 00:45 · ASIRLIK MESLEĞİN SON TEMSİLCİSİ

25.09.2025 05:21 · Dünyanın Dengesini Değiştirelim!

25.09.2025 01:15 · NEVİN GÜLLÜOĞLU ANILDI

24.09.2025 02:12 · BALIKLIGÖL'E 32 MİLYONLUK YATIRIM

23.09.2025 03:09 · URFA İÇİN 2 YILDA TAMAMLANDI

23.09.2025 01:53 · GÖBEKLİTEPE ALMANYA'DA TANIITILACAKA

16.09.2025 05:30 · EN KÖKLÜ ŞEHİRLER BELLİ OLDU

14.09.2025 05:21 · URFA'DA ÇİĞKÖFTE NASIL YAPILIR?

14.09.2025 02:33 · İKİ TARİHİ BİNA RESTORE EDİLİYOR

12.09.2025 01:13 · URFA Göbeklitepe İle Uçuşa Geçti

08.09.2025 06:22 · OKUL KIYAFETLERİ İÇİN AÇIKLAMA GELDİ

21.08.2025 06:28 · 102'NCİ YILDA URFA'YA ÖZEL SERGİ

07.08.2025 07:48 · SİYASİ BİR BABAYİĞİT BEKLİYORUM..

07.08.2025 06:39 · URFA'DAN 37 ESER SERGİLENDİ

06.08.2025 06:15 · AV.MÜSLÜM AKALIN UNUTTURMADI

06.08.2025 03:12 · Affedersiniz, Diplomanız Gerçek mi?

04.08.2025 05:54 · URFA SIRA GECELERİNE DÜZENLEME

21.07.2025 03:48 · HALİLİYE'de Yaz Konserleri Başladı

21.07.2025 01:08 · PEDALLAR KLAUS SCHMİDT İÇİN ÇEVRİLDİ

21.07.2025 01:01 · PEDALLAR KLAUS SCHMİDT İÇİN ÇEVRİLDİ

20.07.2025 02:05 · BİR SANDALYE HADİSESİ

18.03.2025 13:10 · GÖBEKLİTEPE REKOR KIRDI

09.03.2025 02:35 · GÖBEKLİTEPE TAMAM,SIRA HİTİTLERDE

28.02.2025 08:44 · Sandık Kokusunda URFA SIRA GECESİ

06.02.2025 05:46 · URFA EMITT FUARINDA TANITILDI

23.06.2023 14:43 · URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI

04.07.2021 21:44 · CANPOLAT START VERDİ

24.04.2021 06:13 · SANAT OTOBÜSÜ Urfa Caddelerindeydi



Flash Haber

SİNEM DİŞLİ'NİN ESERİ İSTANBUL'DA

 Sinem Dişli'nin İmgenin Maddesi, Kristalleşen Manzara yapıtı SANATORIUM'un vitrininde sanatseverleri karşılıyor

Köşe Yazarları

İmam Hüseyin SAVAŞ

 

Mustafa ARISÜT

 

Erkan GÖNCÜ

 

Osman Ataman BİNER

 

Beyhan KOCAMANEL

 

Ali ÇİZMECİOĞLU

 

Op.Dr.Yusuf Vehbi OCAK

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

Anasayfa     Günün Haberleri     Sitene Ekle     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  24 Kasım 2025