Anasayfa     Günün Haberleri     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  18 Eylül 2025

   BOŞ ARAZİDE KADIN CESEDİ BULUNDU   URFA'DA TEFECİLERE OPERASYON   URFA'DA TEFECİLERE OPERASYON   URFASPOR TUR İÇİN SAHAYA ÇIKIYOR   URFASPOR TUR İÇİN SAHAYA ÇIKIYOR   URFA'da Evler Didik Didik Arandı   URFA'da Evler Didik Didik Arandı   JANDARMADAN BÜYÜK OPERASYON   JANDARMADAN BÜYÜK OPERASYON   URFA'DA DEV BİR MERKEZ KURULACAK   URFA'DA DEV BİR MERKEZ KURULACAK   URFA'DA DEV BİR MERKEZ KURULACAK  



Site İçi Arama

Röportaj

AKTÜRK-DEMİR RÖPORTAJI

 Tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkartacağız.RÖPORTAJ: MÜSLÜM AKTÜRK

Anket

URFASPOR 1.LİG'E ÇIKARMI?
EVET
HAYIR

Günün Manşetleri

Günün Fotoğrafı

Önemli Linkler

Hava Durumu

ŞUBAT'IN ANLAŞILMAZ 14'Ü..

15 Şubat 2021 07:33

URFAPRESS Yazarı Beyhan ERGEN yazdı.İşte o köşe yazısı:

 


Sabah uyanır uyanmaz 14 Şubat çoktan seçmeli zırvalığı hatırlatılmış biri olarak, geçtiğimiz hafta istemsizce de olsa konuyu deneyimleme fırsatının içine düştüğüm akşam yürüyüşlerimden birine gidiyorum kendi içimde bugün.

Pandemi sürecinin etkisiyle eski canlılığının yerini derin bir sessizliğe terkeden sahil bandında şu günler de biz hanımlara özel yeni bir davranış modeli gelişmiştir, bilenler bilir. Yürüyüşlerinize tek başınıza çıkma alışkanlığınız varsa şayet, özellikle yolun tenhalaştığı belli noktalarda, o insana has korunma içgüdüsüyle, önünüzde veya hemen yakınlarınızda bulunan hanımefendilere yakın mesafede yürümeye, gayriihtiyari olarak, ayrı bir ihtimam gösterirsiniz. Hatta hiç tanışmamış, konuşmamış da olsanız, yol arkadaşlığı yaptığınız bu insanlar sizin gibi yürümeyi aynı zamanda kafa dinleme aracı olarak görmekten hazetmıyorlarsa eğer, kimi zaman iki veya daha fazla kişinin aralarında geçen o keyifli sohbetlerine bile dudağınızın kenarında beliren bir tatlı tebessümle kendinizi de dahil olmuş vaziyette bulabilirsiniz de arada…

Hava epey soğuk ve yasağın başlamasına iki saatten daha az bir zaman kalmış. Hemen yakınlarımda, adımlarımız neredeyse birbirine karışacak kadar dar bir aralıkta seyreden yürüyüşümüz esnasında muhabbetin dibine vurmuş, kim olduklarına dair merak uyandırmayan iki bilinmedik bayan silueti…

* * *

Konuysa derin; kimi açık, kimi ima yoluyla da olsa, son günlerde hanımlar arasında liste başı mevzuu olan 14 Şubat denen bu malûm gün. Konuşanın ses dalgalarının yaydığı titreşime bakılırsa, kendinden bu sefer oldukça emin gibi görünüyor. Belli ki bu defa diğerleri gibi sıradan ve basit seremonilerle geçistirmeyek durumu. Anlaşılacağı üzere beklenti epey büyük ve bir kadar da parlak… Tabi bunun yanında beklentinin yerine getirilmesi durumunda, bünyede nirvana yapacak olan maddi manevi doyum da işin doruk noktası…

Hemen önümde geçen karşılıklı konuşmaların ana temasını saliselerle farketmenin verdiği ağırlıkla, beynimden taşan o -adımlarını biraz seyrelt! konu bünyeni zorlar. Komutu da beraberinde geliyor tabi. Beklentiye konu olan talihsiz şahsiyete ayrı bir üzüntü duyan akli bütünlüğüm şahitlik ettiği bu sığ mevzunun bayağılığından mıdır bilinmez, epey geriletti adımlarımı. Öte yanda maddesel isteklerinin semalarında büyük bir coşkuyla süzülen yol arkadaşlarımın bacak kaslarına yansıyan o canlılığından olsa gerek, arayı epey açmış olmaları da bir dileğin eş zamanlı olarak yerine gelmesi durumundan başkası da değildi hani…

* * *

Ağır çekime aldığım adımlarımla yine kendi yüklerimizin altında yeterince bitap düşmüş ruhum da beraberinde bu saçma malûm sohbet konusuyla daha fazla meşgul olmaktan pek hoşnut olmamıştı zaten diyecektim ki; düşündüklerini değerlendirme yetisini yavaşlatmayı bir türlü öğretemediğim zihnim, bana hemcinslerimi bu denli meşgul eden şeyin karşı cephedeki ehemmiyeti nedir acaba diye, muzipçe sormaktan da alamıyordu kendini. Hani bir de şu pandemi illetinin etkisiyle gelirlerin neredeyse üçte birine indiği, o ceplere düşen ateşin etkisiyle zaten yeterince bunalmış olan o insanlardan bahsediyorum. Akşam eve ekmek götürme telâşının yanına ilave olan (Ne kadar pahalı, o kadar kıymetli) söz de sevgi sembolü olacak bu taleplere nasıl bakıyorlardı acaba?

Ah be Kapitalizm! Sen nelere kadirsin… Asla inanmadığı halde, sırf karşısındakinin beklentilerini karşılama odaklı çalışan bir sistem ve beraberinde, istenmeyen bu tarz eylemlere ayak uydurmak zorunda bırakılan insanlar varetmenin yarattığı o canavarca memnuniyet, eminim sana bir insanlık tarihi boyunca yetecektir. Hepimiz olmasa bile, en azından bazılarımız çoktandır olanların, farkındayız inan…

* * *

Baktığınız zaman geleneklerimizde ve inancımızda hediyeleşme geleneğinin önemine ve hatta gerekliliğine dair pek çok örneğe rastlamak mümkün olsa da, günümüzde bu olgunun gerçek manasından uzaklaştığını ve anlam derinliğini ne yazık ki kaybettiğini hep birlikte görmekteyiz.

Günümüzde maruz kaldığımız bu dayatmacı sistemin o karşı konulamaz baskısı beraberinde hayatımıza giren ve adeta toplu bir ritüele dönüştürülmüş olan bu zorunlu 14 Şubat geleneği ise, algıda seçicilik kabiliyeti gelişmiş, sorgulama yeteneği yüksek kimseler tarafından benimsenmemekle birlikte, aynı zamanda bir komedi niteliği de taşımaktadır.

Adına Aşk dediğimiz bu şey; sadece ve sadece Rabbimizin şahitlik ettiği iki kişilik bir duygu durumu ise, bunun aynı zamanda sadece o kişilere ait olan anları da yine kendi bünyesinde barındırması gerekmiyor mu sizce de? Herkes gibi olanın nasıl ki bir kıymeti yoksa herkesle (Tüm dünya ile) aynı anda olanında anlamlı olmaması gerekiyor doğal olarak…

Tabi maliyeti yüksek harcamaları bir zafer olarak görenlerin muhabbete dair bilmedikleri şeylerin çokluğunu da gösteriyor bu durum aynı zamanda bizlere. Oysa, sevme duygusunun temelinde yatan asıl şey, alma değil tam tersi verme eylemidir. Beklentisizlik ve muhafaza, tüm sıfatlardan arınıp sıfırlanma, hatta hiç olabilme hali değil midir işin gerçeği?

* * *

Peki siz hiç Kimya Hatun’un Şems’e olan muhabbetinde, dünyaya dair maddesel bir isteğe rastladınız mı meselâ? Rastlayamazsınız! Çünkü, kavuşamama neticesinde o sonsuz özlemin verdiği çaresizlik içeresinde dahi, yine de incelikten başka hiçbir his barındırmaz Kimya'nın, Şems'e olan o derin duygusu.

Günümüz şartlarında ne Şems'e ne de onun Kimya'sına rast gelmek zor olsa da, yine de yapabileceğimiz bir şeyler olmalı biraz duygu ve biraz da incelik adına… Kıymetinizi hissetmek adına illa da bir şey istiyorsanız hâlâ, bence en eşsiz olanı istemelisiniz; bir dua isteyin meselâ! Tam da bu günlere yakışan…

Olmadı mı? Bir şiir isteyin. Yazmasa da olur! İçinde sizi anlatıyor olması yetmez mi? Ya da bir şarkı. Hatta sizi düşünerek şekil bulmuş bir taş ya da bir ağaç parçası olsun, farkeder mi?

Şimdi bize asıl gereken;

Hissettiğimiz o derinlik ve samimiyet algısının yüreklerimize de rehberlik etmekte olduğunu ve ona inanmamız gerektiğini bilmektir.

Anlayacağınız… Mesele ne pahalı mücevher ne de samimiyetsiz alınmış bir demet çiçekte…

Asıl sır; yüreğinden tutabildiğiniz o her kim ise, onunla birlikte samanlığı dahi seyran edebilmekte…

Sabah uyanır uyanmaz 14 Şubat çoktan seçmeli zırvalığı hatırlatılmış biri olarak, geçtiğimiz hafta istemsizce de olsa konuyu deneyimleme fırsatının içine düştüğüm akşam yürüyüşlerimden birine gidiyorum kendi içimde bugün.


 


Pandemi sürecinin etkisiyle eski canlılığının yerini derin bir sessizliğe terkeden sahil bandında şu günler de biz hanımlara özel yeni bir davranış modeli gelişmiştir, bilenler bilir. Yürüyüşlerinize tek başınıza çıkma alışkanlığınız varsa şayet, özellikle yolun tenhalaştığı belli noktalarda, o insana has korunma içgüdüsüyle, önünüzde veya hemen yakınlarınızda bulunan hanımefendilere yakın mesafede yürümeye, gayriihtiyari olarak, ayrı bir ihtimam gösterirsiniz. Hatta hiç tanışmamış, konuşmamış da olsanız, yol arkadaşlığı yaptığınız bu insanlar sizin gibi yürümeyi aynı zamanda kafa dinleme aracı olarak görmekten hazetmıyorlarsa eğer, kimi zaman iki veya daha fazla kişinin aralarında geçen o keyifli sohbetlerine bile dudağınızın kenarında beliren bir tatlı tebessümle kendinizi de dahil olmuş vaziyette bulabilirsiniz de arada…


 


Hava epey soğuk ve yasağın başlamasına iki saatten daha az bir zaman kalmış. Hemen yakınlarımda, adımlarımız neredeyse birbirine karışacak kadar dar bir aralıkta seyreden yürüyüşümüz esnasında muhabbetin dibine vurmuş, kim olduklarına dair merak uyandırmayan iki bilinmedik bayan silueti…


 


* * *


 


Konuysa derin; kimi açık, kimi ima yoluyla da olsa, son günlerde hanımlar arasında liste başı mevzuu olan 14 Şubat denen bu malûm gün. Konuşanın ses dalgalarının yaydığı titreşime bakılırsa, kendinden bu sefer oldukça emin gibi görünüyor. Belli ki bu defa diğerleri gibi sıradan ve basit seremonilerle geçistirmeyek durumu. Anlaşılacağı üzere beklenti epey büyük ve bir kadar da parlak… Tabi bunun yanında beklentinin yerine getirilmesi durumunda, bünyede nirvana yapacak olan maddi manevi doyum da işin doruk noktası…


 


Hemen önümde geçen karşılıklı konuşmaların ana temasını saliselerle farketmenin verdiği ağırlıkla, beynimden taşan o -adımlarını biraz seyrelt! konu bünyeni zorlar. Komutu da beraberinde geliyor tabi. Beklentiye konu olan talihsiz şahsiyete ayrı bir üzüntü duyan akli bütünlüğüm şahitlik ettiği bu sığ mevzunun bayağılığından mıdır bilinmez, epey geriletti adımlarımı. Öte yanda maddesel isteklerinin semalarında büyük bir coşkuyla süzülen yol arkadaşlarımın bacak kaslarına yansıyan o canlılığından olsa gerek, arayı epey açmış olmaları da bir dileğin eş zamanlı olarak yerine gelmesi durumundan başkası da değildi hani…


 


* * *


 


Ağır çekime aldığım adımlarımla yine kendi yüklerimizin altında yeterince bitap düşmüş ruhum da beraberinde bu saçma malûm sohbet konusuyla daha fazla meşgul olmaktan pek hoşnut olmamıştı zaten diyecektim ki; düşündüklerini değerlendirme yetisini yavaşlatmayı bir türlü öğretemediğim zihnim, bana hemcinslerimi bu denli meşgul eden şeyin karşı cephedeki ehemmiyeti nedir acaba diye, muzipçe sormaktan da alamıyordu kendini. Hani bir de şu pandemi illetinin etkisiyle gelirlerin neredeyse üçte birine indiği, o ceplere düşen ateşin etkisiyle zaten yeterince bunalmış olan o insanlardan bahsediyorum. Akşam eve ekmek götürme telâşının yanına ilave olan (Ne kadar pahalı, o kadar kıymetli) söz de sevgi sembolü olacak bu taleplere nasıl bakıyorlardı acaba?


 


Ah be Kapitalizm! Sen nelere kadirsin… Asla inanmadığı halde, sırf karşısındakinin beklentilerini karşılama odaklı çalışan bir sistem ve beraberinde, istenmeyen bu tarz eylemlere ayak uydurmak zorunda bırakılan insanlar varetmenin yarattığı o canavarca memnuniyet, eminim sana bir insanlık tarihi boyunca yetecektir. Hepimiz olmasa bile, en azından bazılarımız çoktandır olanların, farkındayız inan…


 


* * *


 


Baktığınız zaman geleneklerimizde ve inancımızda hediyeleşme geleneğinin önemine ve hatta gerekliliğine dair pek çok örneğe rastlamak mümkün olsa da, günümüzde bu olgunun gerçek manasından uzaklaştığını ve anlam derinliğini ne yazık ki kaybettiğini hep birlikte görmekteyiz.


 


Günümüzde maruz kaldığımız bu dayatmacı sistemin o karşı konulamaz baskısı beraberinde hayatımıza giren ve adeta toplu bir ritüele dönüştürülmüş olan bu zorunlu 14 Şubat geleneği ise, algıda seçicilik kabiliyeti gelişmiş, sorgulama yeteneği yüksek kimseler tarafından benimsenmemekle birlikte, aynı zamanda bir komedi niteliği de taşımaktadır.


 


Adına Aşk dediğimiz bu şey; sadece ve sadece Rabbimizin şahitlik ettiği iki kişilik bir duygu durumu ise, bunun aynı zamanda sadece o kişilere ait olan anları da yine kendi bünyesinde barındırması gerekmiyor mu sizce de? Herkes gibi olanın nasıl ki bir kıymeti yoksa herkesle (Tüm dünya ile) aynı anda olanında anlamlı olmaması gerekiyor doğal olarak…


 


Tabi maliyeti yüksek harcamaları bir zafer olarak görenlerin muhabbete dair bilmedikleri şeylerin çokluğunu da gösteriyor bu durum aynı zamanda bizlere. Oysa, sevme duygusunun temelinde yatan asıl şey, alma değil tam tersi verme eylemidir. Beklentisizlik ve muhafaza, tüm sıfatlardan arınıp sıfırlanma, hatta hiç olabilme hali değil midir işin gerçeği?


 


* * *


 


Peki siz hiç Kimya Hatun’un Şems’e olan muhabbetinde, dünyaya dair maddesel bir isteğe rastladınız mı meselâ? Rastlayamazsınız! Çünkü, kavuşamama neticesinde o sonsuz özlemin verdiği çaresizlik içeresinde dahi, yine de incelikten başka hiçbir his barındırmaz Kimya'nın, Şems'e olan o derin duygusu.


 


Günümüz şartlarında ne Şems'e ne de onun Kimya'sına rast gelmek zor olsa da, yine de yapabileceğimiz bir şeyler olmalı biraz duygu ve biraz da incelik adına… Kıymetinizi hissetmek adına illa da bir şey istiyorsanız hâlâ, bence en eşsiz olanı istemelisiniz; bir dua isteyin meselâ! Tam da bu günlere yakışan…


 


Olmadı mı? Bir şiir isteyin. Yazmasa da olur! İçinde sizi anlatıyor olması yetmez mi? Ya da bir şarkı. Hatta sizi düşünerek şekil bulmuş bir taş ya da bir ağaç parçası olsun, farkeder mi?


 


Şimdi bize asıl gereken;


 


Hissettiğimiz o derinlik ve samimiyet algısının yüreklerimize de rehberlik etmekte olduğunu ve ona inanmamız gerektiğini bilmektir.


 


Anlayacağınız… Mesele ne pahalı mücevher ne de samimiyetsiz alınmış bir demet çiçekte…


 


Asıl sır; yüreğinden tutabildiğiniz o her kim ise, onunla birlikte samanlığı dahi seyran edebilmekte…


 


Yorum Ekle

Arkadaşına Gönder

Yazdır

Bu Kategorideki Diğer Haber Başlıkları

16.09.2025 04:51 · TÜRKİYE'DE UÇAKLARDA YENİ DÜZENLEME

13.09.2025 05:24 · URFA KALESİNDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

11.09.2025 06:08 · TÜRKİYE GÜNE DEPREMLE BAŞLADI!

11.09.2025 05:30 · 37 İLİN EMNİYET MÜDÜRÜ DEĞİŞTİ

04.09.2025 04:47 · URFASPOR STORE'DAN AÇILIŞA DAVET

22.08.2025 05:13 · JAPON FENOMENİN URFA GÖZYAŞLARI

21.08.2025 04:18 · TÜRKİYE GÜNE DEPREMLE GİRDİ

19.08.2025 05:20 · TEMA'YA URFA'DAN GÜÇLÜ KATILIM

11.08.2025 04:32 · BÜYÜK DEPREMDEN ACI HABER GELDİ

01.08.2025 04:33 · O ZANLI TUTUKLANDI

31.07.2025 04:58 · URFA'DA DOKTORLAR İŞ BIRAKACAK

27.07.2025 06:31 · URFA'NIN BİR İLÇESİ TARİHE GEÇTİ!

24.07.2025 05:56 · MALATYA SALLANDI

23.07.2025 04:14 · TİMBİR'DEN ÖNEMLİ MESAJ

23.07.2025 03:41 · GÜLPINAR BAHÇELİ'Yİ ZİYARET ETTİ

22.07.2025 06:40 · 46 KİŞİ TUTUKLANDI

20.07.2025 02:44 · DİKKAT! SAYILI GÜNLER KALDI

20.07.2025 01:19 · URFA'DA EVLER SAHİPLERİNİ BULACAK

19.07.2025 05:49 · URFA'DA 5 KARDEŞİ ÖLDÜRMÜŞTÜ!

19.07.2025 05:44 · URFA'DA NELER OLUYOR!

19.07.2025 05:13 · MİLLETİMİZİN ADI,TÜRK'TÜR!

19.07.2025 02:51 · TARİHTE BUGÜN-19 TEMMUZ

17.07.2025 06:53 · EHLİYET İPTALİ GÜNDEME ALINDI

15.07.2025 07:20 · 81 İLDE AYNI ANDA YAPILACAK

14.07.2025 06:14 · F.BAHÇE REKLAMININ YÜZÜ URFA OLDU

14.07.2025 06:06 · "YANGINI SÖNDÜRELİM"

14.07.2025 04:21 · URFA'daki 15 Temmuz Kutlama Proğramı

12.07.2025 01:53 · SİLAHLAR YAKILDI,GÜZELLİKLER YOLDA

09.07.2025 04:12 · TARİHTE BUGÜN-9.TEMMUZ

24.06.2023 13:55 · URFA'DA ORTAK DENETİM

24.06.2023 08:10 · URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA

23.06.2023 14:59 · MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ

22.09.2022 11:29 · URFA'da Eş Zamanlı Operasyon

21.09.2022 01:11 · URFA'DA FECİ KAZA

21.09.2022 00:40 · Şanlıurfa'da Dört Ev Kundaklandı

21.09.2022 00:22 · MOTORİNE İNDİRİM GELDİ

07.08.2022 21:16 · CANPOLAT SÖZÜNÜ TUTTU

07.08.2022 21:16 · CANPOLAT SÖZÜNÜ TUTTU

07.08.2022 21:03 · URFA'DA DEHŞET ANLARI

12.12.2021 15:01 · 22 Yaşındaki Genç Adam İntihar Etti

12.12.2021 07:09 · GÖBEKLİTEPE FİNALE KALDI

20.10.2021 08:06 · Büyükşehirden Şaşırtan Not

18.10.2021 10:57 · URFA'DA VAKALAR GİTTİKÇE ARTIYOR

29.09.2021 12:26 · BABASI KORONADAN ÖLDÜ!

29.09.2021 03:44 · URFA KIRMIZIDAN VAZGEÇMİYOR!

27.09.2021 21:24 · DR.ŞELLİ'DEN BİR İCRAAT DAHA

16.08.2021 20:59 · BEN DE VARIM..

05.07.2021 21:57 · MÜSTEHAK MIYIZ?

04.07.2021 21:50 · Yeni Başkan VELAT İZOL oldu

03.06.2021 09:59 · Donattı,Dr.ŞELLİ'ye Teşekkür etti



Flash Haber

URFA'DA DEV BİR MERKEZ KURULACAK

 Şanlıurfa’da yetiştirilen Arap Atları için eğitim ve gösteri merkezi kurulacak. Şanlıurfa Valiliği ve Harran Üniversitesi iş birliğinde geliştirilen proje için değerlendirme toplantısı yapıldı.

Köşe Yazarları

İmam Hüseyin SAVAŞ

 

Beyhan KOCAMANEL

 

Op.Dr.Yusuf Vehbi OCAK

 

Osman Ataman BİNER

 

Ali ÇİZMECİOĞLU

 

Mustafa ARISÜT

 

Erkan GÖNCÜ

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

Anasayfa     Günün Haberleri     Sitene Ekle     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  18 Eylül 2025