Anasayfa     Günün Haberleri     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  19 Mart 2024

   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   Z KUŞAĞI..!!!   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   CANPOLAT KIRSALA DEVAM DEDİ   CAMPOLAT Kırsalı İhmal Etmiyor   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI  



Site İçi Arama

Röportaj

AKTÜRK-DEMİR RÖPORTAJI

 Tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkartacağız.RÖPORTAJ: MÜSLÜM AKTÜRK

Anket

URFASPOR KÜME DÜŞER Mİ?
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK

Günün Manşetleri

Günün Fotoğrafı

Önemli Linkler

Hava Durumu

BİLGİ KİRLİLİĞİ

 

BİLGİ KİRLİLİĞİ

Günlük yaşantımızın her safhasında bilgiye ihtiyaç duyarız. Bilgi sayesinde kendimizi, çevremizi, dünyayı öğreniriz. Karşılaştığımız problemleri, olayları sahip olduğumuz bilgi sayesinde inceler, değerlendirir, çözeriz. Kısacası bilgi, hergün teneffüs ettiğimiz hava gibi, su gibi, ekmek gibi önemlidir bizim için.

Günümüz dünyasında teknolojinin gelişmesiyle internet ortamında istenilen bilgilere kolay ve hızla ulaşılmaktadır. Ancak önemli olan elde edilen bilgilerin ne denli doğru, sağlıklı ve güvenilir olup olmadığıdır. Zira bilinmektedir ki eğitimde, sağlıkta, beslenmede, ekonomide, ve bilhassa dini ve siyasi alanda asılsız, yalan, yanlış bilgiler, fotoğraflar sosyal medyada servis edilmektedir. Bazı saf kişiler de araştırma sorgulama yapmadan önlerine çıkan bu bilgilere balıklama atlayıp kopyala yapıştır yöntemiyle paylaşımda bulunmaktalar. Aflin Toffer “Geleceğin cahili okuma yazma bilmeyen değil de, bilgiye nasıl erişileceğini bilmeyenlerdir”derken sanırım bilimsel düşünme alışkanlığı kazanmamış, bilgi kirliliğine sebebiyet veren bu tür arkadaşları kastetmektedir.

Ciddi şekilde bilgi kirliliğinin yaşandığı ülkemizde en bariz kirliliği dini konularda görmekteyiz. Mesela sık sık karşılaştığımız uydurma hadisler… Hz. Peygamber Efendimizin vefatından asırlar sonra ortaya çıkan mezhepler, tarikatlar, cemaatler Hz. Peygambere kendi lehlerinde hadis söylettirmişlerdir. Her mezhep kendine özgü yapay bir tarih inşa ederek kendisinin en doğru, en sahih mezhep olduğunu göstermeye çalışmışlardır. Aynı şekilde günümüz cemaatleri de “ben daha iyiyim, benden olan cennetliktir” safsatasını sürdürmekteler. Bunların yanısıra dini tekellerine alan hurefeci ve efsanecileri de eklersek durumun ne kadar vahim olduğunu sanırım izaha gerek yoktur.

Bir milleti meydana getiren unsurların başında din geldiği için dinde meydana gelen kirlilik hayatımızın her yönünü etkilemektedir. Dolaysiyle bilgi kirliliği nedeniyle meydana getirilen çarpık din anlayışından herkes nasibini almaktadır. Bilhassa yeterli dini bilgiye sahip olmayan helal ile haramın, farzın, vacibin, sünnetin ne olduğunu bilmeyenler, hatta ve hatta ayetle hadisi karıştıranlar çabucak oltaya gelmektedir. Neticede bir yandan akla ve Kur’ana ters üretilen bilgilerle beslenen ve gittikçe mantar gibi çoğalan insanlar, diğer yandan bunlara tepki gösteren din karşıtlığına sürüklenen kesim…

Aynı kirliliği siyaset sahnesinde de görmekteyiz.

Bilindiği üzere geçen ay 23 Haziranda İstanbul B.Belediye Başkanlık seçimi yapıldı. Seçimi kaybeden tarafın üzülenleri seçim hezimetine Allah’ın ayetini alet edercesine kılıf buldular;

“Sizin hayır sandığınız şer, şer sandığınız şeyde hayır vardır. Allah bilir siz bilmezsiniz.”

Evet. Amenna. Allah her şeyi bilendir. Lakin İstanbul seçimini ayetle bağdaştırmak neden? İki rakip yarışmış. Yarış sonunda birisi kazanmış. Sonucun bir taraf için şer, diğer taraf için hayır olup olmayacağını söylemekteki amaç nedir? Her iki yarışmacı aday bu ülkenin insanı ve hizmet amacıyla ortaya çıkmış. Bir taraf Müslim diğer taraf gayri Müslim değil. Her iki yarışmacıya oy verenler de iki ayrı dinden değil. Ve sonuçta kazanan ise halkın hür iradesi ve oyuyla kazanmıştır. Sonucu normal karşılayıp hatayı kendinde araması gerekirken Kur’an ayetini mağlubiyetine alet ederek bilgi kirliliğine yol açmakta.

Sanal medyada okuduğumuz bir diğer örneğe bakalım. Zatın birisi yazmış;

“Erdoğan İstanbul’u bilerek ve isteyerek verdi. Önümüzdeki sıkıntılı süreçte çıkacak iç ayaklanmayla uğraşmak yerine Akdeniz’deki tehlikeye odaklandı. Eğer İstanbul’u vermezse iç kargaşa ve kaos çıkacaktı.

...Hepimiz biliyoruz ki her şey çok güzel olacak” operasyonu yeni değil alt yapısı iki yıl öncesine dayanan bir projedir.

…Erdoğan 31 marttaki seçim sonucuna rıza göstermişti. İstanbul’un elden çıktığını biliyordu. Ancak Akdeniz için hazırlıklar yapması için zamana ihtiyacı vardı Bunun için yenilenen seçimde sol kesim seçimle oyalanırken Erdoğan Akdeniz için ön hazırlıklar yaptı.

…Suriye meselesini de Erdoğan babasının hayrına yapmadı. Küresel güçler etrafımızı kuşatıp bizi zora sokarlarsa sınır kapılarını açıp ülkemizdeki 3 milyon Suriyeliyi serbest bırakacağız. Böylece Avrupa’yı zora sokacağız. Akdeniz’de savaş davulları çalarken biz İstanbul seçimiyle kafa yormayız, belediyelerle meşgul olmayız.

…Arkadaşlar muhalefeti muhatap almayın 2. Gezi ihtimalini 23 Haziranda bertaraf ettik. Bay Kemal’in konuşmalarını dinlemeyin. Eline tutuşturulan metin alegoriktir. Bizim daha mühim işimiz var.

…Erdoğan üst aklı okuyabilen bir insandır. Öcalan mektubunun halk nezdinde nasıl değerlendirileceğini biliyordu. Erdoğan zannettiğimiz kadar basit hatalar yapmaz. İstanbul’u bilerek ve isteyerek verdi.”

Görüldüğü üzere üzerinde durulmaya bile değmeyen basit cahilce ele alınmış bir senaryo. Ne yazık ki saçmalık dolu bu yazı beğeni ve paylaşım rekoru kırmakta. Neymiş efendim “Erdoğan seçimle ilgilenmedi İstanbul’u bilerek verdi asıl amacı Akdeniz’e odaklanmaktı.”

Bu ülkede yaşamayan birisi olsak belki inanacağız ama gerek Binali Yıldırım’ın ve gerekse sayın Erdoğan’ın bir gününü dahi boşa geçirmediğini tüm zamanını seçim çalışmalarına hasrettiğini yakinen biliyoruz. Yetmedi hemen her ilin milletvekili, belediye başkanları, encümenler ve STK yetkilileri İstanbul’u mesken tuttu. Hepsinin ev ev, mahalle mahalle, sokak sokak gezdiklerini, yemekli toplantılar düzenlediklerini gazetelerde çarşaf çarşaf fotoğraflı şekilde izledik. O da yetmedi İstanbul’da ikamet edipte Anadolu’da bulunan vatandaşların oylarını kullanmak için İstanbul’a ücretsiz otobüslerle taşındığını da biliyoruz.

Tekrar ifade edelim ki amacımız din veya siyaset değil. Seçimi kimin kazandığı da bizi ilgilendirmiyor. Gayemiz sosyal medyadaki bilgi kirliliğine dikkat çekmektir. Fikir ve düşüncelerin özgürce paylaşıldığı internette bilgilerin doğruluğunu araştırmak ve sorgulamaktır. Sahih bilgiye ulaşmak aynı zamanda dinimizin de emridir; “Ey iman edenler güvenilir olmayan birisi size bir haber getirdiği zaman onu araştırınız araştırmadan almayınız. Aksi takdirde cahilce ve bilgisizce nice toplumlarla kötülük yaparsınız ve sonunda pişman olursunuz.(Hucurat. 6)

Diyoruz ki; Kaynağı belli olmayan yalan yanlış bilgileri akıl ve mantık süzgecinden geçirmeden gerçekmiş gibi paylaşmayalım. Zira kirlenmiş bilginin içinde doğruyu, temizi ayıklamak zor olmakta.

Ekleme Tarihi: 02 Temmuz 2019 08:18

Yazarın Diğer Yazıları İçin

Yorum Ekle

Yazdır

Flash Haber

URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI

 Taşı toprağı altın değil tarih olan kadim şehir Şanlıurfa'da, uzun yıllardır atıl durumda olan ve kente çirkin bir görüntü veren Hacı Kamil Konağı restore edilerek turizme kazandırıldı.

Köşe Yazarları

Ali ÇİZMECİOĞLU

 

İmam Hüseyin SAVAŞ

 

Op.Dr.Yusuf Vehbi OCAK

 

Mustafa ARISÜT

 

Osman Ataman BİNER

 

Hüseyin GÜZEL

 

Ayten DOĞAN

 

Metin ŞENAY

 

Mehmet CANBEYLİ

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

Anasayfa     Günün Haberleri     Sitene Ekle     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  19 Mart 2024