Anasayfa     Günün Haberleri     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  19 Nisan 2024

   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   Z KUŞAĞI..!!!   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   CANPOLAT KIRSALA DEVAM DEDİ   CAMPOLAT Kırsalı İhmal Etmiyor   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI  



Site İçi Arama

Röportaj

AKTÜRK-DEMİR RÖPORTAJI

 Tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkartacağız.RÖPORTAJ: MÜSLÜM AKTÜRK

Anket

URFASPOR KÜME DÜŞER Mİ?
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK

Günün Manşetleri

Günün Fotoğrafı

Önemli Linkler

Hava Durumu

Kaybediyoruz,farkındamıyız..?

 

KAYBEDİYORUZ...! FARKINDA MIYIZ...?
Osmanlı da 1800 lerin ortalarından itibaren başlayan batılılaşma hareketleri, daha sonra bu imparatorluğun üzerine inşa edilen Cumhuriyet'le adeta taçlandırılmış ve bu topraklar da yaşamın yönünün Batı uygarlığı ile entegre olmasına karar verilmiştir....
Evet bu karar için bugünden bakarak, demokratik olmadığına, aşağıdan yukarıya doğru sirayet eden bir süreçle yapılmadığına ve halkın bu yönde bir talebi olmadığına yönelik tespitler yapabilir ve ahkamlar da bulunabiliriz...
Ancak ne var ki bugünden düne ve dünün bu yön ve yaşam tayinine eleştiri getirenlerin, unuttuğu bir şey var ki ;
O da olayları döneminin şartlarından bağımsız ele alarak değerlendirme yapmanın doğru,hakkaniyetli ve objektif bir değerlendirme olmayacağını unutuyor olmalarıdır...
Evet bu toprakların, 600 yılı aşkın hüküm sürdükten sonra çöken imparatorluğun artta kalan enkazından, mandacı zihniyete hayır diyen mürekkep yalamış bir azınlığın,çoğunluğu da ikna etmeyi başarmak suretiyle kurduğu bir cumhuriyet olduğunu maalesef unutuyoruz...
Bu cumhuriyet, nasıl hangi zorlu koşulların sonucunda ve ne büyük acı bedeller ödeme pahasına kurulduğuna bakmadan ve de içinde bulunulan ülke ve dünya şartları irdelenmeden anlaşılacak bir konu değil diye düşünüyorum...
Dolaysıyla yakın geçmiş tarihimizde hangi süreçlerden geçip geldiğimizi, bügün elde ettiğimiz kazanımlar için ödemiş olduğumuz bedelleri ve bu bedelleri ödeyerek elde ettiğimiz bireysel ve toplumsal kazanımlarımızdan vazgeçmenin mümkün olmayacağını tespit etmek ve görmek gerekir...
Uygar dünya hep ileriye hep iyiye ve doğruya hedef belirlemiş ve bu hedeflere dur durak bilmeden yol alırken, bizlerin bulunduğumuz yeri dahi koruyamayacak hale gelmiş olmamızı sorgulamamız gerekirken, akıllara ziyan bir yönelişle geri vitese takmayı ve dünyanın unuttuğu ve geride bıraktığı orta çağ anlayışına imrenir hale gelişimize bakarak, bu halimizden ibret almamız gerekmez mi..?
Neden bu geri gidişin ve geleceği geride arayışımızın bir akla zarar arayış ve kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan da öte bir toplu intihar hali olduğu gerçeğine uyanamıyoruz...?
Neden bu akla ziyan halin, adeta herkese hepimize kaybettiren bir süreç olduğunu inat ve ısrarla görmüyor göremiyor ve anlayamıyoruz...?
Neden demokrasiden,özgürlüklerden,evrensel hukuktan ve insan haklarından verdiğimiz her tavizin,her geri gidişin bizlere ölüm daha çok ölüm ve de yıkım olarak geri döndüğünü ve de toplumsal barışımıza dinamit koyduğunu görmemekte ısrar ediyoruz..?
Evet kaybediyoruz...!
Hem de fena halde kaybediyoruz..!
Ayrışıyoruz...ayrılıyor ve kutuplaşırken kaybediyoruz ve ne yazık ki bu kaybedişimizi bile fark edemiyoruz...
Bölünme paranoyası ile sarıldığımız güvenlikçi politikaların, aslında asıl bölen,parçalayan,ayrıştıran ve kutuplaştıran bir işlev gördüğü gerçeğine uyanamıyor ve bizleri esareti altına almasına bu halimizle izin veriyoruz...
Bu kadar çok farklı aidiyetin bir arada olduğu, bu kadar çok farklı etnik,dinsel,mezhepsel,kültürel ve milli farklılıkların bir arada yaşadığı ortak vatanın....
Ancak ve ancak içinde bulunduğumuz 21.yy gerçekliği ile ayakta durabileceğini, bu gerçekliği anlamadan bu kadar farklı aidiyetin barış ve huzur içinde birlikteliğini korumanın mümkün olmadığını ne yazık ki bilemiyor,göremiyor ve anlayamıyoruz..
İşte bu nedenle de kaybediyoruz...
Türk de Kürt de Laz da Çerkez de ve Araplar da kaybediyor...
Müslüman da Hıristiyan da Musevi de ve hatta Ateist de kaybediyor...
Batı da Doğu da Güney ve Kuzey de kaybediyor...
Hülasa top yekün bu toprakların kadim toplulukları olarak, hepimiz topluca kaybediyoruz...
Toplumsal huzurumuzu ve barışımızı kaybediyoruz...
Demokrasimizi ve özgürlüklerimizi kaybediyoruz...
İnsanlığımızı ve kardeşliğimizi kaybediyoruz...
Dostlarımızı arkadaşlarımızı kaybediyoruz...
Güven duygumuzu,samimiyetimizi,yardımseverliğimizi,komşuluğumuzu kaybediyoruz....
Ve bu kadar kazanımlarını ,birikimini kaybeden bir topluluğun, dünya nezdinde itibar ve saygınlığını kaybediyor olmasına da şaşırmamak gerekiyor...
Bu kaybedişe dur demenin ve toplumsal barışın,huzurun ve birlikteliğin devamının, akıllarımızı başımıza geri getirmekle mümkün olacağını,ortak akla ortak bir gelecek kavrayışı ile ulaşabileceğimizi ve bunun tek yolunun da geriye gidişi durdurmak ve ileriye gidişin yollarını arayıp bulmakla mümkün olacağını görmemiz ve geç kalmadan anlamamız gerekiyor...
Demokrasi ve daha çok demokrasi ve daha çok özgürlük bu kötü gidişe dur demenin panzehiridir...
Bundan öte hiç bir hayır ve hiç bir evet derde şifa olmayacaktır...

Selam ve Sevgilerimle

Ekleme Tarihi: 18 Mart 2017 16:36

Yazarın Diğer Yazıları İçin

Yorum Ekle

Yazdır

Flash Haber

URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI

 Taşı toprağı altın değil tarih olan kadim şehir Şanlıurfa'da, uzun yıllardır atıl durumda olan ve kente çirkin bir görüntü veren Hacı Kamil Konağı restore edilerek turizme kazandırıldı.

Köşe Yazarları

Ali ÇİZMECİOĞLU

 

İmam Hüseyin SAVAŞ

 

Op.Dr.Yusuf Vehbi OCAK

 

Mustafa ARISÜT

 

Osman Ataman BİNER

 

Hüseyin GÜZEL

 

Ayten DOĞAN

 

Metin ŞENAY

 

Mehmet CANBEYLİ

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

Anasayfa     Günün Haberleri     Sitene Ekle     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  19 Nisan 2024