Anasayfa     Günün Haberleri     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  25 Nisan 2024

   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   Z KUŞAĞI..!!!   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   CANPOLAT KIRSALA DEVAM DEDİ   CAMPOLAT Kırsalı İhmal Etmiyor   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI  



Site İçi Arama

Röportaj

AKTÜRK-DEMİR RÖPORTAJI

 Tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkartacağız.RÖPORTAJ: MÜSLÜM AKTÜRK

Anket

URFASPOR KÜME DÜŞER Mİ?
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK

Günün Manşetleri

Günün Fotoğrafı

Önemli Linkler

Hava Durumu

HEPİMİZ SUÇLUYUZ...!

 

HEPİMİZ SUÇLUYUZ...! NEDEN DİYE SORMUYORUZ YA..


Bir bomba patlıyor...!
Bir bomba daha bir tane daha ve son bir yılda hatta son bir ay içinde patlayan bombalarla parçalanan onlarca yüzlerce bedenler,yaşamlar,hikayeler ve yitip giden hayatlar...
Her bombadan sonra teröre ve çoğunlukla kendiside paramparça olan teröriste yönelik hamaset dolu klişe açıklamalar,lanetlemeler,kanların yerde kalmayacağı söylenen intikamcı nutuklar, şehitlere başsağlığı mesajları ve şehadet şerbeti ile örtülmeye çalışılan sorumluluklar,ihmaller ve yeni bir saldırıya kadar değişmeyen kader haline gelen ülkenin acı gerçekliği...!
Tabi bir de bu bombaların hedef aldığı kesimlerin farklılığına göre, ortaya çıkan tabloya bakan yurdum insanlarının verdiği akla ziyan farklı tepkiler ve bu tepkilerin toplumun geldiği noktayı ortaya koyduğu kamplaşmalar ayrışmalar ve kutuplaşmalarla yaşanılan akıl tutulması tabloları...

Ülke de bir canlı bomba eliyle ya da insanları hedef alan insanlık dışı herhangi bir terör saldırısı ile karşı karşıya kaldığımızda, bu saldırının insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğu ilkesinden hareketle, terör kimden kime gelirse ve kimleri hedef alırsa alsın, bunun bir insanlık suçu olduğunu ve terörü tek başına lanetlemek için bu sebebin yeterli olduğunu düşünemeyenlerin olduğu bir iklimde, ne yazık ki terör denen illet can almaya, huzur bozmaya,istikrarsızlığa hizmet etmeye devam edecektir...
Terör seçtiği hedeflerle, bir toplumda ayrışmayı ,kutuplaşmayı ve bölünmeyi tek başına başaramaz...Ancak bu zemin, o toplumda siyasiler eliyle sağlandığında ve teröre uygun ortam yaratıldığında, terör bu uygun ortamı fırsat bilerek amaçlarına uygun adımları atmaya ve şiddet ile toplumsal yarılmalara neden olacak hamleleri yapma gücüne erişebilmektedir..
Tam da bu nedenle ülkeyi yöneten siyasi liderlerin toplumsal ayrışmaya,bölünmeye ve kutuplaşmaya hizmet edecek ve yangını büyütecek dil,üslup ve uygulamalardan kaçınmasının önemli olduğunu söyleyegelmiş,yazmış ve dile getirmiştik..
Aynı şekilde toplumu oluşturan kesimlerin de, şiddeti tırmandıran,ayrışmayı,ötekileştirmeyi ve kutuplaştırmayı yöntem olarak seçmiş olan siyasilerin, tehlikeli tuzaklarına düşmemelerinin, toplumsal huzur ve barışın korunması açısından hayati öneme sahip olduğu bilincini diri tutması gerektiğine dikkat çekmiştik...
Şayet toplum olarak, bir insanlık suçu olan terörü aynı bilinç ile lanetlemeyi başarabilmiş olsak ve tek ses tek yürekle bu terörün kimi hedef aldığına hangi fikre,düşünceye,kesime,inanca ve farklılığa yöneldiğine bakmaksızın, terörün top yekün karşısında durulması gereken bir insanlık suçu olduğunu haykırabilseydik...
İşte o zaman ne ülkeyi yöneten siyasilerimiz, şiddeti bir yöntem olarak seçebilecek ve toplumu ayrışmaya,ötekileştirmeye savuran hoyrat bir dil ve üslubu kullanma cesaretini kendinde bulabilecek, ne de siyasilerin yarattığı bu şiddet iklimini terör odakları kendilerine fırsat bilerek,amaçlarına şiddet ile terör ile erişme şansına sahip olacaklardı...
Bir bomba patladığında, bu bombanın yani terörün ortaya çıkardığı acı sonuçları her açıdan irdeleme,akıl yürütmeleri ile neden sonuç ilişkileri arasında bağ kurmayı ve kafa yormayı akledemeyen toplumların ve toplumu yönetmeye talip olan siyaset kurumunun, terörü sonlandırmaya ve şiddeti toplumun kaderi olmaktan çıkarmaya yönelik girişimlerinin olduğuna inanmak mümkün olabilir mi...?
Dünyanın hangi ülkesinde terör karşı terörle şiddet karşı şiddetle bastırılmış,teslim alınmış ve yok edilmiştir..?
Evet teröre tüm toplumsal farklılıklarımızla birlikte karşı durmalı ve bunun kötülüklerine teslim olmamalıyız...
Ancak bu tavır tek başına terörü bitirmek için yeterli midir..?
Kanaatimce yapılması gereken bir önemli adım daha var o da neden sorusunu sormak ve empati yapmaktan korkmamaktır...Kızabilir eleştirebilir ve teröristle empati mi yapılır diyebilir siniz..
Ancak unutmayalım ki bu terörü yapan ve bu insanlık suçunu işleyenler de sonuçta bu dünyanın bu iklimin bir parçası ve onları anlamaya onlarla diyalog zeminlerini oluşturmadan, bu kahrolası terör ve şiddeti bitirmenin ve barış toplumuna erişmenin ne yazık ki başkaca bir yolu bulunmamakta...Bütün dünya şayet her yolu denemiş ve sonunda da büyük acı bedellerle bu tecrübeye gelinmiş ise şayet , o halde aynı acı bedelleri aynı tecrübeyi edinmek için ödemenin akıllıca bir yol olduğunu söylememiz mümkün olabilir mi...?
Üstelik bu acı bedelleri bizzat yaşamış ödemiş ve son otuz yılda yüzbine yakın insan kaynağını ve ekonomik kayıplarını bu yolda telef etmiş bir toplum olarak, aynı şeyleri yeniden yeniden tecrübe etmenin neye kime bir yararı olduğunu iddia edebiliriz ki..?
O halde aklı ,bilimi,uygarlığı ve bunun sonucunda edinilen yol ve yöntemleri ilke edinmek ve de toplumsal barışa,huzura ve kardeşliğe ancak bu yol ve yöntemlerle ulaşabileceğimizi görmek ve bilmek gibi bir zorunlulukla , kendimize sormalı ve neden ülkemizde terör hükmünü sürdürmekte ve canlar almaya ve canımızı yakmaya devam etmekte ve neden ülkemiz bir terör örgütleri cenneti haline getirilmiş sorusunun yanıtını aramak ve bulmak zorundayız...
Ve yine kendimize acaba neden ülkemizde üç yıla yakın bir süre devam eden barış sürecinde, hiç kan akmıyor,tabutlar gelmiyor ve PKK silah sıkmıyorken , yani ülke de barış iklimi hükmünü sürdürürken ve barış için toplumsal uzlaşma sağlanmışken...
Gerek DEAŞ gerek El-Kâide ya da herhangi bir başkaca terör oluşumu acaba ülkemizde terör yapmaya neden cesaret bulamamış ve buna bu barış sürecinde yeltenmemişken, acaba ne oldu da barış süreci sonlandırıldıktan sonra birdenbire bütün terör örgütlerinin adeta üssü haline gelmiş ve önüne gelenin ülkenin her köşesinde elini kolunu sallaya sallaya eylem yaptığı ve bombalarını patlatabildiği bir ülke haline gelmiş olduk...?
Bu çok önemli soruyu her birey kendine sormalı ve cevabını akıl,izan,bilim,irfan ve vicdan dairesinde vermeli diye düşünüyorum...Evet gerçekten de ne oldu da ülkemiz böylesine terör örgütlerinin cirit attığı ve can aldığı bir ülke haline getirildi acaba...?
Naçizane fikrim bu konuda maalesef siyaset kurumunun kullandığı yol ve yöntemlerle ülkemizde teröre yaratılan uygun zemini bilerek ya da bilmeyerek ya da kanarak veya kandırılarak oluşturmuş olmasıdır...
Bana çıkıp bu ülke de bir Allah'ın kulu barış sürecinde onca yol alınmışken, akıl ve ferasetle bu sürecin devamı sağlanmış ve ülke yüzyıllık bu sorununu barış ile sonuçlandırmayı başarmış ve ülkede birliği ve kardeşliği tesis etmiş ve bununla da birlikte demokratik bir hukuk devletini eşitlikçi,özgürlükçü bir anayasa ile taçlandırmayı başarabilmiş olsaydı...
Evet iddia ile söylüyorum ki bugün ülkemizin içinde bulunduğu kaotik cehennemi süreci yaşayacağımızı tek bir Allah'ın kulu iddia edemeyecek ve bana asla kabul ettiremeyecekti...
Şimdi dönüp geriye bakın ve ülke olarak neleri kaybettiğimizi nasıl buna izin verdiğimizi ve basiretimizin nasıl bağlandığını görün derim...
Evet birileri yanlış yaptı tamam da peki ya bu yanlış yapana destek verenler,yanlışı görmezden gelenler,yanlışa bile bile sessiz kalanlar ve daha da önemlisi bu yanlışlara kişisel çıkar ve ikbal uğruna göz yumarak bile bile çanak tutanların hiç mi suçu yok hiç mi günahı yok..?
Suçluyuz..!
Herkes hepimiz suçluyuz...!
Sorgulamadan biat eden yoksul,gariban,eğitimsiz,işsiz topluluklar emin olun en az suçlu bu büyük günah ve suçları bile bile göre göre görmezden gelen ve sırf rant uğruna sırf kişisel ikbal uğruna sırf makam ve mevki uğruna bu büyük günaha imza atanların yanında diyorum...
Ve suçluyu içimizde aramızda aramak yerine dışarıda aramaya...
Ve terörü, güvenlikçi,yasakçı,şiddet yöntemleri ile çözmekte bulmaya...
Ve demokrasiyi ,evrensel hukuku,özgürlükleri tahrip etmeye...
Ve de aklın,bilimin,uygarlığın ve vicdanların susturulmaya devam ettiği bir iklimde , bu akla ziyan olayları yaşamaya devam edeceğimizin bilinmesi gerekir diyorum...

Selam ve Sevgilerimle

Ekleme Tarihi: 04 Ocak 2017 10:11

Yazarın Diğer Yazıları İçin

Yorum Ekle

Yazdır

Yorumlar

Bu Habere Toplam 2 Yorum Eklenmiştir.

Teşekkürler Halil Çakır

Sayın büyüğüm beğenileriniz için teşekkür ediyor ve dileğimizin bu güzel ülke için her şey daha geri dönülemez hale gelmeden gerçekleşmesini diliyorum...saygıyla
07/01/2017 09:50

HER YAZDIĞINIZA KATILIYORUM afsoran

söylediklerinizin hepsinde haklısınız.herzaman yazdığınız ve söyledikleriniz gibi ama sonucunu eninde sonunda bir gün alacağımıza da inanıyorum.SAYGILARIMLA
05/01/2017 14:59

Flash Haber

URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI

 Taşı toprağı altın değil tarih olan kadim şehir Şanlıurfa'da, uzun yıllardır atıl durumda olan ve kente çirkin bir görüntü veren Hacı Kamil Konağı restore edilerek turizme kazandırıldı.

Köşe Yazarları

Ali ÇİZMECİOĞLU

 

İmam Hüseyin SAVAŞ

 

Op.Dr.Yusuf Vehbi OCAK

 

Mustafa ARISÜT

 

Osman Ataman BİNER

 

Hüseyin GÜZEL

 

Ayten DOĞAN

 

Metin ŞENAY

 

Mehmet CANBEYLİ

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

Anasayfa     Günün Haberleri     Sitene Ekle     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  25 Nisan 2024