05 Aralık 2025 06:26

Barzani’yi Kim Davet Etti?

Barzani’yi Kim Davet Etti?



İsrail devletinin kurulduğu 14 Mayıs 1948’den sonra Irak ve Suriye’deki Kürtçe konuşan Yahudiler sistemli bir şekilde İsrail’e götürülmüştü. Kürtçe konuşan Yahudilerden sadece Barzan aşiretinin Irak’ta kalması istenmişti. Çünkü aşiretin lideri Molla Mustafa Barzani Irak Genel Kurmay Başkanlığı görevindeydi.

Aynı yıl Irak’ı bölerek Yahudi bir kürt devleti kurma girişimi başarısızlıkla sonuçlanınca Rusya’ya kaçtı. 1958 yılında Irak’a geri döndü.



1967 yılında İsrail’e çağrıldığında beraberinde götürdüğü Kerkük petrol rafinerilerinin planlarını Dışişleri Bakanı Moşe Dayan’a teslim etti ve 1969 yılı Mart ayında İsrail Kerkük’teki petrol rafinerilerini bombaladı.

Molla Mustafa, 1975 yılında başlattığı silahlı isyan başarısız olunca bu sefer ABD’ye sığındı.

Hayatı boyunca emperyalist güçlerin kucaklarında gezen Molla Mustafa 1979 yılında ölünce aşiret liderliği İdris ve Mesud kardeşlere geçti.



1980 yılında başlayan ve sekiz yıl süren İran - Irak savaşı esnasında her iki devlete karşı büyük hainlikler yapan Barzanlar 1988 yılında savaşın bitmesiyle Saddam Hüseyin’e hesap verdiler. Ancak bu hesap Barzanlara biraz pahalıya mal olmuştu. Yıllarca bellerini doğrultamadılar.



İdris Barzani kalp krizi sebebi ile şüpheli bir şekilde ölünce aşiretin tek lideri Mesud olmuştu.

Sallum Barzani, Nathanel Barzani, Samuel Barzani ve Asenath Barzani isimli mensuplarını haham olarak yetiştiren Barzan ailesinin geçmişi ihanetle doludur.



İsrail, ABD ve Rusya’nın menfaatleri ve emirleri doğrultusunda Ortadoğu’daki bütün Müslüman ülkelere ve milletlere ihaneti görev edinen Barzan ailesinin en büyük özelliği yalakalık ve sinsiliktir.





Şırnak Valiliği, Şırnak Üniversitesi ve Cizre Kaymakamlığı tarafından 28-29 Kasım 2025 tarihlerinde Cizre’de “Uluslararası” Melaye Ciziri Sempozyumu düzenlenmişti.



Şaşırmadık…

Şaşırmadık, çünkü geçen çözüm süreci döneminde de hem kürtçüler, hem de durumdan vazife çıkarmayı alışkanlık haline getiren yöneticiler benzeri birçok etkinlik düzenlemişti.

Çözüm süreci “buzdolabına” kaldırılınca bir daha o programlardan bahseden olmadığı gibi, sahiplenen kimse de kalmamıştı.



Düzenleme kurulunda bir tek profesörün bile olmadığı “uluslararası” sempozyuma terörist gelenekten gelen Barzan ailesi mensubu Mesud’u kim davet etti?

Mesud Barzani’den başka yurtdışından katılan bir kişi var mıydı?

Mesud Barzani hangi sıfatla katılmıştı?



Mesud Barzani’nin geleceği ilgili Bakanlıklara bildirilmiş miydi?

Hiçbir diplomatik sıfatı olmayan Barzani ve yanındaki silahlı korumaları Habur’dan nasıl giriş yaptı?

İsteyen herkes üzerine bir üniforma giyip, elinde silahıyla sınır kapılarımızdan geçebiliyor mu?



Geçmişi ihanet, kahpelik, cinayet, uyuşturucu ticareti, insan kaçakçılığı, organ ticareti, fuhuş ile dolu olan terörist Barzan ailesinin lideri Mesud’un yanındaki silahlı korumalarıyla Cizre’deki sempozyuma katılması “rezalet” olarak yorumlanmıştı.



Madem ki, ortada bir “rezalet” var. Bu rezaletin sorumluları için “nezaret” de vardır.



Bu rezaletle ilgili gereken soruşturma yapılmalı ve bu işte dahili olan herkes Türk adaleti önünde hesap vermelidir.



Babası, kardeşi ve kendisi hayatları boyunca kucaktan kucağa gezmeyi alışkanlık haline getirmiş olan Mesud Barzani, İsrail, Rusya, ABD gibi emperyalist ülkelerden aldığı destek ve cesaretle sağa sola saldırması, sahibinin yanında herkese havlayan süs köpeklerine benzemektedir. Ama ne var ki o süs köpekleri kadar şirin değildir.



Yukarıda da belirttiğim gibi bu rezaletin sorumluları ortaya çıkarılarak yargılanmalıdır.



Mesud Barzani’ye de Türkiye’ye giriş yasağı konularak arkasındaki güçleri tanımadığımız, korkmadığımız hatırlatılmalıdır.