Halk Günü Düzenlemeyin, Halka İnin!
Bazı vali, kaymakam ve belediye başkanlarımız vatandaşın derdini dinlemek, çözümler üretmek üzere ayda bir günü “halk günü” ilan ediyor.
Sanırım, diğer günler koruma, özel kalem, sekreter engellerini aşıp kendilerine ulaşamayan vatandaşa ayda bir gün de olsa zaman ayırmak gerekir diye düşünmüşler.
Halbuki yönetim biçimi cumhuriyet olan bir ülkede her gün halkın günüdür.
O makamların gerçek sahibi Türk milletidir. Bugün o makamlarda oturan atanmışlar ve seçilmişler ancak ve ancak oradaki temsilcimiz veya vekilimizdir.
Bu sebeple, makamlarda halk günü yapmak yerine halka inmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Hangi sokağın çöpleri alınmamış, hangi mahallede kanalizasyon sorunu var, toplam kaç tane metruk yapı var, imara inşaat var mı?
Hangi kahvehanede kumar oynatılıyor, sivil toplum kuruluşu tabelası altında yasa dışı iş yapan kimler var?
Şehirdeki torbacıların sattığı zehiri kim temin ediyor, okulların çevresindeki esnafın, okul kantincilerinin, öğrenci servis şoförlerinin adli sicilleri temiz mi?
Semt pazarlarındaki tezgâhlarda bulunan ürünler taze, temiz, güvenilir mi, her ürünün üzerinde alış ve satış fiyatının yazılı olduğu etiket var mı?
Fırın, lokanta, pastane, tatlıcı vb. iş kolunda faaliyet gösteren işyerleri ani baskınlarla denetleniyor mu, kusurlu, suçlu bulunanlar adaletin öngördüğü şekilde cezalandırılıyor mu?
Dükkânının önündeki kaldırımı, yolu işgal eden, yola kimse aracını park etmesin diye duba, saksı, sandalye, bisiklet vb. malzemeler koyan esnaf nasıl engellenir?
Çocuk parkları güvenli mi, spor alanları yeterli mi, kütüphaneler sessiz ve konforlu mu?
Üst geçitler, alt geçitler, yollar, kaldırımlar, trafik ışıkları, bisiklet yolları, yürüyüş yolları ve diğer yaşam alanlarında herhangi bir aksaklık var mı?
Sokaklardaki başıboş köpekler ve kırsaldaki başıboş domuzların insan hayatını ve tarımı nasıl olumsuz etkilediği, doğal dengeyi nasıl bozduğu biliniyor mu?
Toplu taşıma araçları yeterli mi, şoförleri eğitimli mi, bu araçlarla her bölgeye ulaşılabiliyor mu?
Resmi kurumlarda, torpil, rüşvet, adam kayırma gibi hak gaspı, adaletsizlikler, hukuksuzluklar yapılıyor mu?
Randevu almanın, tedaviye ulaşımın çok zor olduğu ülkemizde sağlıkçıların çalışma koşulları uygun ve yeterli mi?
Ultrason, MR, Tomografi gibi tıbbi görüntüleme cihazlarından verilen randevuların öne çekilme imkanı var mı?
Devlet hastanelerinde bile olmayan cihazların özel sektörde hastalardan alınan çok yüksek ücretler karşılığında hizmete sunulmasının sebepleri nedir?
Devlet hastanelerinden randevu alamayan, sıra bulamayan, doktora ulaşamayan hastaların çaresizlikten dolayı gittikleri özel hastanelerde ameliyat ücreti olarak talep edilen 500 bin lira, 1 milyon lira gibi rakamların zulüm seviyesine nasıl ulaştığı araştırılıyor mu?
Hırsızlık, soygun, dolandırıcılık, kaçak silah, kaçak sigara, kaçak tütün, kaçak göçmen suçlarındaki artışın sebepleri araştırılıyor mu?
Kontrolsüz hurda ve atık toplanmasının sebep olduğu olumsuzluklar biliniyor mu?
Öğrenci yurtlarının kapasitesinin düşük olmasının özel yurt işletmecilerinin ve bir takım art niyetli kuruluşların iştahını nasıl kabarttığı görülüyor mu?
Ev kiralarındaki fahiş artışın önüne geçebilmek için alternatifler üretmek mümkün mü?
Suriye, Afganistan, Irak, İran, Pakistan, Bangladeş, Fas gibi geri kalmış ülkelerden gelen göçmenlerin ülkemizi sosyal, kültürel, ekonomik ve ahlaki anlamda ne kadar aşağı çektiği biliniyor mu?
Küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için ne kadar ağaç dikilmesi gerektiği ve konuda nasıl çalışmalar yapılması araştırılıyor mu?
Havaalanı, hastane, otogar gibi vatandaşın zorunlu olarak bulunduğu yerlerdeki kantin, büfe ve kafelerdeki astronomik fiyatlar nasıl düşürülebilir?
Bütün bu soruların cevapları şatafatlı salonlarda veya makam odalarında düzenlenen halk günlerinde bulunamaz.
Bu soruların cevapları sokaktadır!
Ama sokağa çıkarken de, öyle çakarlı araçlar, özel şoförler, korumalar, özel kalem müdürleri, danışman, asistan, fotoğrafçı, alkışçı vs. olmadan çıkılmalıdır.
Türk devlet geleneğindeki tebdili kıyafet uygulanmasa bile normal halktan biriymiş gibi halkın arasına karışabilen cesur ve fedakâr yöneticiler sayesinde halkın sorunlarının hepsi yerinde tespit edilerek çözümler üretilebilir.
Sözün özü,
Makamlarda halk günü düzenlemek yerine, halkın arasına karışmak zamanı gelmiştir.
|