16 Haziran 2025 13:29

Ticari Ahlaksızlık ve Dengesizlik

Ticari Ahlaksızlık ve Fiyat Dengesizliği



Ülke olarak büyük bir ekonomik darboğazda olduğumuzu kimse inkâr edemez.

Evet, yazılarımda sık sık bahsettiğim bu ekonomik kriz dolayısıyla altın, döviz, akaryakıt fiyatlarında önlenemeyen bir artış var.

Elektrik, doğalgaz, su, iletişim, köprü ve otoban geçiş ücretleri, zorunlu trafik sigortası, motorlu taşıtlar vergisi ve araç muayene ücretleri de sürekli artıyor.

Beyaz eşya, mobilya, oto yedek parça, inşaat, kira, giyim, kırtasiye, ulaşım ve eğitim giderleri her gün yeni bir rekora koşuyor.

Et, süt, un, şeker, yumurta, yemeklik yağ, tavuk, pirinç, bulgur, mercimek ve gibi temel gıda maddeleri lüks oldu.



Asıl sorun üst üste yaşanan devalüasyonlar veya enflasyonun bir türlü düşürülememesi değildir.

Bizim asıl sorunumuz:

Denetimsizlik,

Açgözlülük ve

Ticari ahlaksızlık!



Denetim yapmayan yetkililer, açgözlü ve haramzade tüccarlar yüzünden milletçe “fiyat algımızı kaybettik.”



Semt pazarına gidiyorsunuz, bir sebze veya meyve tezgahın birinde 40 lira, diğerinde 60 lira, bir başka tezgahta 80 lira…

Aynı kalitedeki bir ürün aynı pazarda yüzde yüzlük bir fiyat farkı gösteriyorsa, bunun adı açgözlülüktür, ticari ahlaksızlıktır.

Aynı durum dayanıklı ev eşyalarında, tekstilde, ayakkabıda ve yaşamımızın devamında gerekli olan tüm ürünler ve mağazalar için de geçerlidir.



Bir kısım satıcılar, çok kazanmak, daha çok kazanmak hırsıyla insanımızın yaşamını zorlaştırıyor.

Peki bu işin çözümü nedir?

Bu durumu kim denetler, düzenler?



“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” demiş ya atalarımız, şimdi madem ki, bir kısım ticaret erbabımız İslam dinini hiçe sayıyor, Türk töresini görmezden geliyor.

Bu durumda yasalarımızı ve yasalarımızın yaptırım gücünü gözden geçirmemiz şart olmuştur.



Serbest piyasa ekonomisine derhal son verilmelidir.

Öyle herkes kendi kafasına göre fiyat belirlememelidir.



Öncelikle, ekonomideki kayıp-kaçak önlenmelidir… Faturasız bir tek sakız bile satılamamalıdır… Tonlarca tütünün, sigaranın yurdumuza kaçak yoldan girişi engellenmelidir.



Sonrasında, pazardan markete, bakkaldan mobilyacıya, şarküteriden tekstile, ayakkabıcıdan yedek parçacıya, kısacası bütün ticari üründe “kâr oranı yüzde 30” ile sınırlandırılmalı ve her ürünün üzerinde “alış ve satış fiyatları”nın ayrı ayrı yazıldığı etiketi bulunmalıdır.

Vergi dairesi, mali polis ve zabıta sürekli denetim yapmalı, fiyat etiketleriyle faturalar karşılaştırılmalı, işyerinde-tezgahında faturasız ürün bulunduran veya kâr haddini aşanlara ağır cezalar uygulanmalıdır.

Ammaaa!

Daha sonra benim köylüm, benim partilim, benim cemaat arkadaşım diyerek bu cezalar silinmemelidir.



Aynı tekel ürünlerinde (sigara ve içki) olduğu gibi her ürünün tek fiyatı olmalı ve bu fiyat bütün Türkiye’de aynı olmalıdır.

İşte o zaman, enflasyonla mücadelede gerçek bir adım atmış oluruz.

İşte o zaman, karaborsacılık yapan kara vicdanlara haddini bildiririz.

İşte o zaman, ticari ahlaksızlığı açıkgözlülük olarak kabul edenleri bertaraf edebiliriz.

İşte o zaman, hiçbir haramzade, devletten vergi kaçıramaz.

İşte o zaman, her çocuk meyve yiyebilmenin mutluluğunu tadacaktır.