09 Haziran 2019 07:21

BAĞIRIYORUM DUYUYORMUSUNUZ?

BAĞIRIYORUM DUYUYORMUSUNUZ

Her fırsatta ve nereye gidersem gideyim, çığlık çığlığa Urfa'm diye haykırıyorum neredeyse!

Beni tanıyanlar ve takipçilerim bilir, "Huzur bulduğum yerdeyim" dediğim an hemen"Balıklıgöl"sesleri yükselir. Gerçektende öyle.Huzuru sadece orada bulurum. Bazen dostlarımla, çoğu zaman da yalnız gider, aynzeliha gölüne yüzümü döner çayımı yudumlarım. Kış yada yaz hiç farketmez.yeterki özliyeyim.

Televizyonda gezi programı yaptığım için, Türkiye'min birçok ilinden dostum ve arkadaşlarım olmuştur.Urfa'ya gelmek isteyen beni arayıp, "Gülsüm Hanım Urfa'ya geleceğiz, nerelere gidelim, nerede yemek yiyip konaklayalım" diye sorarlar.Bu beni hem mutlu eder hemde üzer! Urfa'ma misafir gelecek, şehrim kazanacak diye sevinirken, bir yandanda üzülürüm. Yetersiz oteller, fahiş fiyatlar, turizm ve otelcilik konusunda eğitimsiz görevliler, hijyenden yoksunluk gibi daha birçok konulara sıkılırım da sıkılırım.Hatayı onlar yapar mahçupluk duyan ben olurum. Şehrim adına mahçup olurum, insanım adına mahçup olurum.Bir örnek vereyim size, mesela geçenlerde Balıklıgöl'e gittim.Afyon'dan misafirler gelmiş, yer yok otutmaya. Bir garson dahi ilgilenmiyor. Misafirler ayakta! Dayanamadım "buyurun, yanımda oturabilirsiniz" diye masama davet ettim. Çok memnun oldular.Dört bayandı.Teşekkür felan derken tanıştık. Koyu bir sohbete daldık. Bu arada garsonların yapması gerekeni ben yaptım, ne alırsınız diye sordum. Nihayet uzun bir beklemeden sonra bir garson teşrif etti. Siparişleri verdim ve bekliyoruz!
Hâlâ bekliyoruz!
Biz bekliyoruz!
Sabırla bekliyoruz!
Olmadı kalkıp gidip uyardım. "Arkadaşlar lütfen maslarla müşterilerilerinizle ilgilenin, bunlar yabancı, bir misafir demek bin misafir demek, biraz hızlanın lütfen!Ayıp!" dedim.Tamam dediler.
Biz bekliyoruz!
Hâlâ bekliyoruz!
Sabırla bekliyoruz!
Mahcubiyetten yerin dibine girdim. Kirli masalar, dilenen insanlar, " abla siye türkü sölimi,istemisense mendil al, E hade bitene bitene al abla"diye ısrar eden küçücük satıcı veya dilenci çocuklar! Denetimsiz ürünleri üstü açık satan satıcılar! Ne ararsanız yok yok yani. Yine mahcubiyet!
Kedilerin kol gezdiği, hatta maslara tırmandığı, kedi fobisi olanların ciyak ciyak bağırdığı bir ortamda,
Biz bekliyoruz!
Hâlâ bekliyoruz
Sabırla bekliyoruz!
Tekrar kalktım ve sinirle çay ocağına gittim. "Yeter artık gönderin şu siparişleri, yapamıyorsanız belediyeye devredin" dedim.
Nihayet siparişler geldi.Buz gibi çay ve kahveler, sıcak sular!!! Ölürmüsün öldürürmüsün?
Neyse hoş beş edip çaktırmamaya çalıştım bu durumu. Misafirler kalkma hazırlığında hemen gidip hesabı ödedim. "yapmayın tanımıyorsunuz bile bizi, biz öderdik " dediler. "olmaz" dedim."Bizde misafir hesap ödemez.

"Sizce buradaki amacım neydi ?