18 Nisan 2019 06:45

FAKIBABA’YA YARGISIZ İNFAZ

FAKIBABA’YA YARGISIZ İNFAZ


Gazeteci yazar Müslüm Aktürk’ün eski Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı hemşerimiz Şanlıurfa milletvekili sayın Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba ile yaptığı röportajda Fakıbaba’nın “Karakoyun Sulama Projesi”ne ilişkin beyanları Şanlıurfa gündemine bomba gibi düşmüş vaziyette.

Tabi sözkonusu beyanların basında yer alması üzerine rahatsız olanlar da yok değil. Fakıbaba’nın gündeme getirdiği projeyi kısaca özetleyecek olursak;

Sayın Fakıbaba’nın Belediye Başkanlığı döneminde gerçekleştirmek istediği bir hayali vardı. Fırat nehrini Urfa merkezine getirmek ve Karakoyun deresinden akıtmak. Yine bu projeye bağlı olarak gölet oluşturulması, aralıklı şekilde yüzme havuzları yapılması ve yirmiye yakın köylere su verilmesi düşünülüyordu.

Bunun için yapılan çalışmalar sonucunda proje maliyetinin 7,5- 8 trilyona mal olacağı hesaplanmıştı. Fakıbaba finansman temini için konuyu iyi ilişkiler içinde bulunduğu zamanın Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’a açıklar. Bakan Cevdet Yılmaz projeyi olumlu görüp para gönderebileceğini söyler. Ardından meydana gelen gelişmeler sonucu sayın Fakıbaba projeyi zamanın valisine verir.

Geçen süreç içinde Fakıbaba’nın milletvekili olması nedeniyle Belediye Başkanlığı el değiştirir. Ancak proje hala yürürlüktedir ve sayın Fakıbaba’nın iddiasına göre; projenin hayata geçirilmesi için hükümetçe Şanlıurfa’ya 20 trilyon gönderilir. Ne yazık ki aradan geçen süreye ve gönderilen 20 trilyona rağmen ortada projeden herhangi bir eser yoktur.

Bu duruma ziyadesiyle üzülen ve projenin bizatihi sahibi olan Fakıbaba haklı olarak soruyor; “20 trilyona ne oldu nereye harcandı? “

İşte dananın kuyruğu burada kopuyor.

Eteği tutuşanlar ile bazı yanlı kesimler feveran etmeye yargısız infaza başlıyor.

“Bu konu neden gündeme getirildi?”

“Şimdi zamanımıydı?”

“Topu neden ortaya atıp geri çekiliyor?”

“Madem iddiada bulundu isimleri de açıklasın”

“Söyleyip geri çekilmek zihinleri bulandırmaktır” gibi

Beyler.

Sayın Fakıbaba çocuk değildir. Ne konuştuğunu bilecek seviyededir. Kimseye de yalan ve iftira atmamaktadır. Ortada ciddi bir konu var. Ön yargılı davranıp lütfen hemen infaza kalkışmayın.

Biliniz ki;

Sayın Fakıbaba topu ne taca ne de rastgele ortaya atmamış bilakis topu tam sahanın orta yerine yani santraya bırakmıştır ki sorumlular ayağa kalksın. Neden anlamak istemezsiniz? Yapılan iddia şudur; Urfa’ya 20 trilyon gönderilmiştir. Bu paranın akibeti ne oldu? Bu kadar parayla neden proje bitirilmedi? Esas iddia bu.

Şu anki yetkililer, direkt veya endirekt ilgisi bilgisi olanlar çıksın desin ki “böyle bir para gelmedi.” Veya geldiyse harcanan yeri belirlesin. Bunda anlaşılmayacak, gücenecek ne var? Hesap vermekten neden kaçınılır?

Diğer sorulara bakalım.

“Bu konu şimdi neden gündeme getirilmekte”

Gündeme getirilmesinde ne mahzur var? Neden gocunuyoruz. Neden her şeyin gizlilik içinde kalmasını istiyorsunuz?Şeffaf olmaktan neden korkuyoruz veya rahatsız oluyoruz? Aradan bir hayli zaman geçmiş ve ödenek olmasına rağmen proje hala bitirilmemiş. Bunun gündeme getirilmesinde veya gelişmelerin hangi aşamada olduğunu sormak, öğrenmek, zamanlama açısından neden hatalı olsun? 31 Mart seçimleri de bitti. Şimdi gündeme getirilmeyecek de ne zaman getirilecek? Kaldı ki gündeme getirilme zamanı ve saati bir yerlere mi sorulacak?

Diğer soru;

“İsimler açıklansın, zihinler bulandırılmasın” deniyor.

Allah aşkına isim açıklamaya gerek var mı? Neyin ismi açıklanacak? Para belirsiz bir yerden mi geldi? Koca devletin bütçesinden resmi yoldan geldi. Gönderen belli, gönderilen adres belli. Urfa’nın mülki amirleri, belediye başkanları, ilgili tüm bürokratlar, siyasiler halen sağ ve mevcut. Herkes kendini bilmiyor mu? Kimler bu projenin neresinde yer alıyor belli değil mi? Hal böyle iken daha neyin ismi açıklansın. Kayıt, kuyudat, belgeler kimlerin muhafazası altında ise kalksın konuşsunlar, açıklama yapsınlar. Kimsenin eli, kolu, ağzı, dili bağlı olan yok.

Ayrıca yapılan iddia ile zihinler de bulandırılmış değildir. Gelen para Urfa’nın Urfa’da yaşayan iki milyon insanındır. Halkın dişinden tırnağından arttırıp devletine vergi adı altında verdiği paradır. Bu para Urfa’nın gelişmesi, kalkınması, yaşanabilir çağdaş bir kent olması için gönderilmiştir. Gelişmelerden haberdar olmak, hesap sormak veya şeffaf olmakla ne zamandan beri zihinler bulanmakta. Bulanmış zihin arayanlar öncelikle “trambüs projesi”nin akibetini araştırsın.

Gururla diyorum ki;

Huyunu, suyunu, mizacını, hatta haleti ruhiyesine kadar yakinen tanıdığım, bildiğim çocukluk ve lise yıllarındaki okul arkadaşım sayın Fakıbaba doğruluk ve dürüstlük abidesidir. Şanlıurfa’da görev yaptığı yıllarda gerek başhekimlik döneminde ve gerekse Belediye başkanlığı döneminde yemediğini ve kimseye yedirmediğini herkes bilir. Aynı tutumunu milletvekilliği ve Bakanlığı döneminde de sürdürmüştür.

Urfa’nın yetiştirdiği, Urfa sevdalısı ve Urfa için bir değer olan sayın Fakıbaba’ya sahip çıkmak yerine, yargısız infazla onu bir çırpıda harcamak bizlere bir kazanç sağlamaz. Ortaçağ görünümündeki Urfa’yı bugünkü düzeye getirenin Fakıbaba olduğunu unutmayalım. Her türlü ön yargılardan ve art niyetten uzak olarak elimizi vicdanımıza koyarak haklıya “haklı” haksıza “haksız” demesini bilmeliyiz.

Netice olarak;

Sayın Fakıbaba Urfa’nın ve Urfa’lıların menfaatini gözeterek bir konuyu gündeme getirerek açık yüreklilikle ve mertçe bir soru sormuştur. Bu soruda yarası olan gocunsun.