19 Eylül 2018 01:24

Ekonomide Ne Yapılmak İsteniyor?

SAYIN CUMHURBAŞKANI (ekonomide)NE YAPMAK İSTİYOR?

Ekonomi bütün dünyanın kabul ettiği evrensel bir bilim dalıdır ve ekonominin (küreselleşmiş dünyada) herkesin kabul ettiği bilimsel kuralları vardır.

Dünyada yaşanan ekonomik krizlerin bazı yerel sebepleri olmasına rağmen;bir ülkeyi ekonomik krize sokan ana sebepler, ekonominin ana prensiplerine uymamak veya bu sebepleri hafife almaktan doğar.

Ekonomi pozitif bir bilimdir ama dayanağı insan olan her bilim gibi insanların davranışları, anlayış ve yaklaşımlarından etkilenir. İnsan davranışları ise toplumun geleneklerine göre biçimlenir. Şark ve garb kültürü arasında bocalamakta olan Türkiye insanının her konuda olduğu gibi ekonomik konularda da tepkileri ‘dünya ortalaması’ gibi olmamaktadır. Bu nedenle Türkiye ekonomisini ve siyasetini yöneten ve yönlendirenler aldıkları kararlar ve yaptıkları açıklamalarda bu hususlara dikkat etmek zorundadırlar.

2008 ‘dünya krizi’ AKP öncesi hükümetin aldığı temel ekonomik yapısal tedbirler nedeniyle ülkemizi çok fazla etkilememiş olmasına rağmen; yaşamakta olduğumuz ‘’Türkiye krizi’’ tamamen mevcut siyasi yönetimin yanlış kararları ve bunun kadar önemlisi; zamansız ve yetersiz bazen de yanlış söylemlerden ortaya çıkmış yerel bir krizdir. Ülkemizin bu krize; göz göre, göre sokulmasında alınan yanlış ekonomik kararlar kadar Sn. Cumhur başkanının ekonomiye sözlü müdahalesi de çok önemli katalizör etki yapmıştır, yapmaktadır. Yaşanan bu durum; sayısız örneklerle desteklene-

bilecek bir vakıa olmasına rağmen ülkemizdeki ‘gelişmiş hukuk!’ nedeniyle ne ekonomi çevreleri nede siyasetçiler veya düşünen beyinler tarafından maalesef yeterince dillendirilmemektedir.

Sayın başkanımız; ekonomimizin tam kırılma noktası ve zamanı denilebilecek bir zamanda(24 haziran seçimi sonrası) İngiltere ziyareti sırasında dünya ekonomisinin kalbinin attığı bir merkezde; Merkez bankasının bağımsızlığını şüpheye sokacak bir demeç vermişti.

Konuşmanın ekonomimizdeki olumsuz etkisini ortadan kaldırmak ve göreceli olarak Merkez Bankamızın bağımsız karar alma kabiliyetinde olduğunu ima etmek için; Merkez Bankasına 13 eyülde; cumhuriyet tarihinde ve dünyada benzeri görülmemiş bir oranda faiz arttırmı yaptırtıldı.

Sn.Cumhurbaşkanı ekonomide ne yapmak itiyor?

Faiz;global ekonomik sistemin bir vazgeçilmezi ve ülkemiz de bu sistemin bir parçası olduğu halde Sn.Başkanımız geçtiğimiz hafta yine faize karşı laflar etti. Bugün de İş bankasını ortaya attı. İş bankasının ortaklık yapısı bugünün işi mi? Herkesin “acep bankadaki parama el koyarlar mı” diye uykusunun kaçtığı bu günlerde; kimseye yararı olmayacak bir tartışma başlatmak zamanı ve yeri midir? Bankaların durumu ile ilgili şüphe uyandıracak söz ve davranışlarda bulunmak hatta gereğinden fazla konuşmak piyasalarda hiç de olumlu algılanmıyor.

Nitekim; bu gün piyasalarda bir rahatlama beklenirken sadece iş bankası konuşması ve geçen haftaki faizle ilgili yorumlarının da etkisiyle yine tersine bir etki gözlendi. Dolar yükseldi, borsa düştü. Hatta şok ‘’merkez Bankası faiz arttırımı’’ nın psikolojik etkisi de silinip gitmiş oldu. Bazen acaba bu konuşmalar bilinçli mi yapılıyor diye düşünüyorum, anlamakta güçlük çekiyorum.

Ekonomide konuşmaktan ziyade; yerinde ve zamanında alınan uygun kararların etkisinin çok daha büyük olduğu bilinen bir gerçektir.

Bu mantık, konuşma ve uygulamalarla biz bu krizi zor aşarız. Aşsak bile önceki krizin aksine; teğet değil de delip geçer...