18 Eylül 2018 10:21

TASARRUF ANLAYIŞI

TASARRUF ANLAYIŞI


İtiraf edelim ki 16 yıllık tek parti iktidarında ilk defa “tasarruf” kelimesini duyuyoruz. Dolardaki yükseliş ve beraberinde gelen ekonomik krizin ülke genelinde meydana getirdiği menfi tesir üzerine Hazine ve Maliye Bakanı sayın Berat Albayrak “tasarruf” kavramına ilk defa değindi.

16 yıldır hatırlanmayan “tasarruf” kavramının nihayet önemi idrak edilmiş bundan böyle tasarrufa gidileceğini söyleyerek tüm kamu kurum ve kuruluşlarına gönderdiği yazıda araç alım ve kullanımında tasarruflu davranılmasını istedi.

Kuşkusuz tasarrufa yönelik atılacak her adım memnuniyet vericidir. Ancak bana öyle geliyor ki sayın bakan “tasarruf” konusunda eksik bilgilendirilmiştir. Çünkü sayın bakanın “tasarruf”tan kastı, kamu harcamalarında kısıtlamaya gidilmesi, fazla araç alımından vazgeçilmesi, lüks ve şatafatlı yaşama son verilmesi yönündedir ki bu da sadece israf ve savurganlıktan kaçınmadır.

Kanaatim o ki ortada bir kavram kargaşası var. Kavramlara açıklık getirilmeyince, konu tam olarak anlaşılamamaktadır. “Tasarruf”lu davranmak, tutumlu olmak, ayağını yorganına göre uzatmak güzeldir. Buna itirazımız yok. Lakin “tasarruf” tek başına bir anlam ifade etmez. Tasarruf kalkınmanın sadece bir ayağıdır. Tek ayakla da ayakta durulamayacağı malumdur. Sayın bakan tasarruftan bahsederken yatırımdan hiç bahsetmedi. Oysa bilinmektedir ki ekonomik kalkınmanın iki yönü vardır. Birincisi tasarruf, ikincisi yatırımdır. Siz tasarrufu yatırıma yöneltmediğiniz sürece, üretim yapmadığınız sürece, ihracat yapmadığınız sürece, ülkenize döviz girdisi olmadığı sürece kalkınmanızı sağlayamazsınız. Ekonomik kalkınmanın temel şartı budur. Buna da itiraz edemezsiniz.

Hal böyle iken bırakın yatırım yapmayı hazır mevcut devasa yatırımlar birer birer satılarak elden çıkarılmakta. Bunun yanı sıra tasarruf kapsamı dahilinde sayılan kaynak kaybının önlenmesi yönünden de ciddi tedbirler alınmadı. Mesela ülkemiz bugün 295 milyar kw elektrik üretmekte ve tüketmektedir. Üretilen elektriğin tüketiciye ulaşıncaya kadar %20 si kaybolmaktadır. Dünya sıralamasında ilk sıraların işgal edildiği bu enerji kaybıyla yıllık fatura bir hayli kabarıktır. Bir başka misal; Türkiye Taş Kömürü .(TTK) Eksik idame yatırımlar yüzünden üretim düşmüş her yıl trilyon lira zarar eden kuruluş haline gelmiştir. Şimdi de özelleştirme kapsamına alınıp elden çıkarılmaya çalışılmaktadır.

Netice olarak;

Tasarruf elbette ki şarttır. Kamu harcamalarında kısıtlamaya gidilmesi güzeldir. Ancak yukarıda değindiğimiz gibi tasarrufun yatırıma dönüşmesi gerekir. Aksi halde dışarıdan süt ithal edecek duruma gelen bir ülkede; araç alımındaki sayıyı azaltsanız, hatta boğazınızdan bile kısıp tasarruf etseniz de netice değişmez, bir adım ileriye gidemezsiniz. İlla ki yatırım ve üretim…

Kaldı ki tasarruf; “israfı haram bilen içtimai bir şuur” meselesidir. Bu şuur ise bugüne kadar topluma kazandırılmamıştır.

Görünen o ki;

Önümüzde daha çoook mesafe var…