SPOR,BAŞARI,PARA!

02 Ekim 2021 10:34

URFAPRESS Yazarı İmam Hüseyin SAVAŞ'ın kaleminden.. 

Spor, Başarı, Para!

Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de spor denilince herkesin aklına ilk gelen “futbol” oluyor.

Devletin kaynakları futbola akıyor.

Çocuklarımız futbolcu olabilme hayaliyle delicesine top peşinde koşuyor.

İnsanlarımız futbol maçlarını izleyebilmek için şifreli kanallara abone olup, her ay fatura ödüyor.

Taraftarlar maç izleme uğruna yağmur, kar veya güneşin altında saatlerce bekliyor.

Belediyelerimiz mahallelere, köylere futbol sahası yapıyor.

İşadamlarımız futbol kulüplerine sponsor oluyor.

Süper ligde oynayan futbolcuların en düşük transfer ücreti bir milyon dolardan başlıyor.

Sonuç, KOCAMAN BİR SIFIR!

Artık sporun futboldan ibaret olmadığını anlamamızın zamanı gelmiştir. Bakınız, Tenis, Voleybol, Kayak, Masa Tenisi, Polo, Sörf, Su Kayağı, Tekvando, Su Topu, Halter, Judo, Hentbol, Golf, Atıcılık, Atletizm, Basketbol, Binicilik, Bisiklet, Boks, Jimnastik, Çim Hokeyi, Eskrim, Karete, Kano, Kürek, Okçuluk, Yelken, Yüzme, Aikido, Artistik Buz Pateni, Badminton, Beyzbol, Bilardo, Bowling, Dağcılık, Dalgıçlık, Dart, Güreş, Kaykay, Kickboks, Koşu, Kürek, Paintball, Paraşüt, Paten, Rafting, Wushu, Yağlı Güreş ve daha onlarca spor dalı var.

Hatta sponsoru olmadan, düzenli bir geliri olmadan, spor malzemeleri alırken en ucuzunu seçtiği halde Balkan, Olimpiyat, Avrupa ve/veya Dünya şampiyonu olduktan üç-beş sene sonra geçim derdine düşüp spordan uzaklaşan, çoluk çocuğa karışıp ev hanımı olan, adını sanını ya hiç duymadığımız veya unuttuğumuz yüzlerce güzide sporcumuz var.

Mesela, Tokyo 2020 Olimpiyatlarında, Okçuluk’ta Mete GAZOZ, Boks’ta Buse Naz SÜRMENELİ, Buse Naz ÇAKIROĞLU, Karete’de Eray ŞAMDAN, Ali SOFUOĞLU, Merve ÇOBAN, Uğur AKTAŞ, Tekvando’da Hakan REÇBER, Hatice Kübra İLGÜN, Jimnastik’te Ferhat ARICAN, Güreş’te ise Rıza KAYAALP, Yasemin ADAR, Taha AKGÜL isimli sporcularımız branşlarında altın, gümüş ve bronz madalyalar kazandı.

Mesela, büyük başarılara imza attıktan sonra Avrupa Voleybol Federasyonu tarafından yapılan sıralamada dünyanın en iyi dördüncü takımı olarak gösterilen Türk Kadın Voleybol Milli Takımımız var.

Mesela, iki defa dünya şampiyonluğu bir defa da Avrupa şampiyonluğu bulunan aynı zamanda 2022 İşitme Engelliler Yaz Olimpiyatlarına katılma hakkı kazanmış olan Türk İşitme Engelliler Futbol Milli Takımımız var.

Mesela, Avrupa Şampiyonluğu kazanan ve daha büyük başarılara imza atma potansiyeline sahip olan oyuncularının önemli bir kısmını gazilerin oluşturduğu Türk Ampute Futbol Milli Takımımız var.

Evet, yukarıda başarılarını yazdığımız Türk milli takımlarımız ve Türk sporcularımızın yanı sıra cennet vatanımızın her köşesinde eşofmanı, forması, spor ayakkabısı olmadan spor yapmaya çalışan gençlerimiz var. Çatısı akan, minderleri deforme olmuş, duş imkanı dahi olmayan salonlarda spor yapmaya çalışan gençlerimiz de var.

Şimdi tekrar süper lige dönelim… Süper ligdeki ortalama bir takımın futbolcularının toplam maliyeti 80 ila 100 milyon dolar arasında…

Pekiyi bu 100 milyon dolar yani süper ligde sadece bir takıma harcanan para son bir yılda uluslar arası müsabakalarda derece yapan, madalya alan, kupa alan takımlara ve sporculara başarıları oranında dağıtılsa ne olur…

Bir de bu çocuklarımıza çalışabilecekleri uygun saha, zemin, salon tahsis edilirse, eğitim öğrenimleri ile ilgilenilse, öğrenim çağını geçmiş olan milli sporculara geçinebileceği bir maaş bağlansa başarı çıtası çok çok yükselecektir.

Türk milletinin ve devletinin bütün maddi kaynakları futbola aktığı halde eğer bugüne kadar futbolda büyük bir başarıya imza atamamışsak ve bunun yanında da son derece sınırlı, kısıtlı bütçelerle ama inançla, azimle, aşkla çalışarak İstiklal Marşımızı dünyaya dinletmek suretiyle göğsümüzü kabartan sporcularımız varsa ki, “var”

O zaman ben diyorum ki, devlet bütçesinden spora ayrılan paranın aslan payı futbola gitmesin adilane bir dağıtımla bütün branşlara ve sporculara uluslar arası şampiyonalardaki başarılarına göre tahsis edilsin, yani ne kadar başarı o kadar para!