"OZAN ARİF'E VEDA VE VEFA.."

16 Şubat 2019 01:22

URFAPRESS yazarı İmam Hüseyin SAVAŞ'ın kaleminden ..İşte o köşe yazısı: 
Ozan Arif’e Vefa/Veda


Ozan Arif’e Vefa/Veda

Elimdeki tepside tam 10 tane tavşan kanı çay… Öyle ya koca koca dava adamları açık çay içecek değiller ya… “Çaylar istedikleri kıvamda oldu mu?” diye düşünerek bilardo salonunun merdivenlerini çıktım, Bulvar pasajının merdivenlerini çıkmaya başlamıştım ki, 3 veya 4. Basamağa geldiğimde birden ayağım kayınca tepsi dolusu çay koluma ve ayağıma dökülüverdi… Halbuki o kadar da alışmıştım çay taşımaya…

Nasıl alışmayayım ki, BOP’un önemli bir ayağı olarak Türkiye’de idealizmi bitirmek üzere yapılan 12 Eylül darbesi ülkücü hareketin üzerinden silindir gibi geçmiş, Ocak, Parti, Ülkü-Bir, Ülkü-Tek, Ülkücü İşçiler, Ülkücü Esnaflar, Ülkücü Hanımlar, MİSK velhasıl bütün teşkilatlar kapatılmış… Teşkilat yöneticileri ya mahpushanelere doldurulmuş ya da terki diyar eylemişler, dışarıda kalan öğretmen, esnaf, memur ve işinden atılmış bir avuç ülkücü hafta sonları babamın Terzi dükkanını teşkilat binası gibi kullanmaya başlamışlardı…

İçeridekilere nasıl yardım edebiliriz, yurtdışına çıkanlarla irtibat kurmanın yolları nelerdir, işsiz kalanlara nasıl iş buluruz, şehit aileleri ne durumdadır vb sorulara hep Terzi Sait Savaş’ın dükkanında cevap aranıyordu…

Bütün bu tartışmaların ve beyin fırtınasının ortasında duyabildiğim kelimeleri dağarcığımda toparlıyorum, Yeni Düşünce Gazetesinde okuduklarımla birleştiriyorum ve eksik kalan yanlarını akşam kimse kalmayınca babama sorarak ülkücülüğü anlamaya çalışıyorum, tabi bu arada teşkilat çaysız olmaz kabilinden dükkana gelen her ülkücüye 63 Bilardo Salonundan çay yetiştirmeye çalışıyorum…

İşte böyle bir ortamda Ozan Arif’in sürgünde olduğu Almanya’dan kaset çıkardığını öğreniyorum. Kasetin adı da içinde bulunduğu duruma tam uymuş; “Sürgün”

Adana’ya giden birine sipariş vererek kaseti getirtiyorum, hafta sonu evdeki teybi kucağıma alıp dükkana götürüyorum ve teşkilat tam toplanınca teybin düğmesine basıyorum; “Üç gardaştık, biz üç gardaş” der demez dükkanda bulunan herkes susup Ozan Arif’i dinlemeye başlıyor… Ozan Arif destanlarını okudukça her biri defalarca ölümle burun buruna gelmiş olan ülkü devleri uzaklara dalıp giderken, farkında olmadan gözlerinden yaşlar akıyordu… O gün orada akan gözyaşları kurumadan Ozan Arif bir kaset daha, bir kaset daha çıkaracak ve yanan ocağa odun atarcasına ateşin sönmesine küllenmesine müsaade etmeyecekti…

Teşkilatın kapalı olduğu bir dönemde Ozan Arif okuduğu destanlarının arasına özenle serpiştirdiği kelimelerle genç beyinlere nakış nakış ülkücülüğü işliyordu…

Sonraki yıllarda yüzbinlerce ülkücünün bir araya geldiği Erciyes Zafer Kurultaylarında Başbuğ Türkeş’in konuşmasından hemen önce sahneye çıkan Ozan Arif’i dinliyorum, Meşhur Gülhane Konserinin video kasetlerini izliyorum, çevre illerde yapılan Ozan Arif konserlerini dinlemeye gidiyorum…

Hele yasaklı kasetlerindeki hem güldüren, hem ağlatan, hem düşündüren hem de Turan hayalleri kurmamıza sebep olan destanları yok mu? İşte o destanların hazzını hiçbir ozanın destanında bulamayacaktık…

Daha sonra Ozan Arif’in “Gardaşım bu iman oldukça sende, ölmez bu hareket ölmez bu dava” destanı gerçeğe dönüşüyor; ülkücü teşkilatlar yeniden açılıyor, ülkücü yayınlar çoğalıyor, ülkücü ozanların sayısı artıyor, ülkücü yazarların kitaplarına ulaşmak kolaylaşıyor, cezaevlerinde yatanlar tahliye oluyor, kısacası teşkilat eski gücüne kavuşuyordu…

Ocaklarda sayısız seminer, Başbuğ Türkeş’in özel seminerleri, okunan sayısız kitap, köşe yazısı, makale ile ülkücülüğüm şekillense de, bugün sahip olduğum ülkücülüğün iskeleti, evladı olmaktan her zaman gurur duyduğum babam Sait Savaş’ın Terzi dükkanındaki dava sohbetleriyle ve Ozan Arif’in destanlarıyla oluştu…

Hakk Ozanı Arif Şirin 13 Şubat 2019 yani bugün Hakk’a kavuştu ve yarın da yıllarca özlemini çektiği, hasret yaşadığı vatan toprağıyla kucaklaşacak…

12 Eylül sonrası ülkücü neslin yetişmesinde inkar edilemeyecek önemli bir paya sahip olan Ozan Arif’i ömrüm oldukça rahmetle yad edeceğim… Ruhun şad, mekanın cennet, komşun Hz. Muhammed (SAV) olsun Ozanım, nurlar içinde yat.

URFAPRESS.NET...URFAPRESS.COM